Dolar 39,0695
Euro 44,2382
Altın 4.161,32
BİST 9.198,19
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Diyarbakır 35°C
Az Bulutlu
Diyarbakır
35°C
Az Bulutlu
Çar 33°C
Per 30°C
Cum 26°C
Cts 29°C

Narin Cinayeti Davasında İstinaf, 4 Sanık Hakkında Verilen Cezayı Onayladı

Narin Cinayeti Davasında İstinaf, 4 Sanık Hakkında Verilen Cezayı Onayladı
27 Mayıs 2025 08:03

Diyarbakır’da Narin Güran cinayetinde Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi, sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim ile komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen hapis cezalarını onadı. Mahkeme Başkanı da karara şerh koyarak gerekçelerini sıraladı.

(HABER: SEYFETTİN EKEN)

Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos 2024’te kaybolduktan sonra arama çalışmalarının 19’uncu gününde dere yatağında çuvalda, üzeri 30, 25 ve 20 kilo ağırlığındaki 3 taşla kapatılıp, çalılıklarla gizlenmiş halde cansız bedeni bulunan Narin Güran’ın ölümüne ilişkin tutuklanan 12 kişiden 4’ü hakkında Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede; aracında Narin’e ait DNA ve kıl örneği bulunan amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile gözaltına alındıktan sonra cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşuları Nevzat Bahtiyar hakkında HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre, olay anında aynı evde oldukları tespit edildiği belirtilerek, ‘İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

ANNE, AĞABEY VE AMCAYA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET

Davanın 26 Aralık’ta başlayan ve 28 Aralık’ta sona eren 2’nci duruşmasında Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran’a ‘İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Nevzat Bahtiyar’a ise ‘Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Mahkeme, sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti.

İSTİNAF DİLEKÇELERİ İNCELENDİ; MAHKEMENİN VERDİĞİ CEZA ONANDI

Tutuklu sanıkların avukatları, müşteki sıfatıyla baba Arif Güran’ın avukatları, ‘katılan’ sıfatıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Diyarbakır Barosu tarafından verilen istinaf dilekçeleri, Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde incelendi. 17 klasörden oluşan dava dosyası ile istinaf başvuruları, değerlendirme yapılması için Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’ne gönderildi. Başvuru üzerine dosyaları Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi, mahkemenin 4 sanık hakkında verilen hapis cezalarını oy çokluğuyla onadı.

DİYARBAKIR BAROSU’NUN DAVAYA KATILMASINA HUKUKA AYKIRI KARAR VERİLMİŞ

İstinaf kararında, Diyarbakır Barosu’nun davaya katılmasında hukuka aykırı karar verildiği belirtilerek, “Diyarbakır Barosu Başkanlığının istinaf başvurusunun incelenmesinde; Diyarbakır Barosu tüzel kişiliği sıfatıyla, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak için mağdur ve sanık yararına görev icra eden avukatlar karşısında tarafsız bir konumda olması gerekmekle birlikte CMK madde 237 uyarınca da yargılama konusu suç yönünden suçtan zarar gören sıfatının bulunmaması nedeniyle davaya katılma hakkının ve CMK madde 260/1 uyarınca hükmü İstinafa hak ve yetkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince hukuka aykırı surette katılmasına karar verilen Diyarbakır Barosu Başkanlığının ve istinaf aşamasında başvuruda bulanan Ankara Barosu Başkanlığının istinaf başvurularının CMK’nın 279/1-b maddesi uyarınca reddine, itiraz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi” denildi.

SANIKLAR HAKKINDAKİ CEZADA, DÜZELTİLEN HUSUSLAR DIŞINDA HUKUKA AYKIRILIK YOK’

Tutuklu 4 sanık hakkında verilen ceza ile ilgili ise “Sanıklar Salim, Yüksel, Enes ve Nevzat hakkındaki mevcut delil durumu itibariyle, oluş ve kabule ilişkin ilk derece mahkemesince varılan kanaat neticesinde; vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; yargılama sürecindeki usule veya esasa ilişkin işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, delil ve işlemlerde herhangi bir eksik husus bırakılmadığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosyadaki deliller ve bilgilerle uyumlu olarak fiilin sanıklar tarafından işlendiğinin kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, fiile uyan suç tipleri ile yaptırımların, cezayı azaltıcı ve artırıcı nedenlerin kanuni bağlamda hak ve nasfetle belirlenip doğru biçimde uygulandığı, kurulan hükümlerde düzeltilen hususlar dışında bir hukuka aykırılık bulunmadığı görülmüştür” denildi.

NEVZAT BAHTİYAR’IN İSTİNAF NEDENLERİ YERİNDE GÖRÜLMEMİŞTİR’

Mahkemenin, Nevzat Bahtiyar hakkında eyleminin ‘suç delillerinin gizlenmesi’ olarak kabulü ile verilen mahkumiyet kararında istinafa konu ‘iştirak halinde çocuğa yönelik kasten öldürmek’ suçunun nedenlerinin yerinde görülmediği ifade edilen kararda, şöyle denildi: “Bu itibarla incelenen hükümlere yönelik, sanıklar Salim, Enes ve Yüksel müdafiilerinin, özetle eksik incelemeye, daraltılmış baz raporuna itibar edilemeyeceğine, mevcut delil durumu itibariyle öldürme eylemini sanık Nevzat’ın gerçekleştirdiğinden kasten öldürme yerine Mahkemece eylemin suç delillerini gizleme olarak kabulüyle cezalandırılmasının hukuka aykırı olduğuna, müvekkillerinin atılı suçu işlediklerinin sabit olmadığından beraatlerine ve tahliyelerine karar verilmesi gerektiğine dair, sanık Nevzat Bahtiyar müdafiilerinin, Narin’e yönelik kasten öldürmeden sorumlu olmadığına, tehdit edilmesi nedeniyle Narin’in cansız bedenini gizlemek zorunda kaldığı için hakkında TCK madde 28 hükümlerinin uygulanması gerektiğine ve fazla ceza verildiğine dair, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekillerinin, sanık Nevzat hakkında değişen suç vasfıyla eyleminin ‘suç delillerinin gizlenmesi’ olarak kabulü ile mahkumiyetine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ve iştirak halinde kasten öldürmeden cezalandırılması gerektiğine dair, katılan Arif vekilinin, eksik incelemeye, Nevzat hakkında kasten öldürme yerine suç delillerini gizlemeden mahkumiyet hükmünün kurulmasının hatalı olduğuna dair, o yer Cumhuriyet Savcısının, sanık Nevzat hakkında, ‘iştirak halinde çocuğa yönelik kasten öldürmek’ suçundan mahkumiyet hükmü verilmesi gerekirken, suç delillerinin gizlenmesinden cezalandırılmasının hukuka aykırı olduğuna dair ve sair istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.”

Öte yandan Mahkeme Başkanı da gerekçelerini sıralayarak karara şerh koydu.

‘NARİN’E GÖRE DAHA NET AÇIDA BULUNAN NEVZAT’IN HAREKETLERİ TEREDDÜTE MAHAL BIRAKMAMALI’

Mahkeme Başkanı muhalefet şerhinde, “Narin’in okul kamerasında görüldüğü güncel saate göre, 15.11 ile Nevzat’ın, Narin’in cansız bedenini Eğertutmaz Deresine götürürken Mehmet Sait Tek’e ait çiftlik kamerasının görüşüne girdiği 15:41 zaman aralığı içerisinde katledildiği sabit olmakla, dosyadaki mevcut delillerin bu zaman aralığı içerisinde kronolojik olarak ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Daraltılmış baz raporu ile kesin maddi delil niteliği taşıyan Mehmet Sait Tek’e ait çiftlik kamera görüntüsü ve oluşa ilişkin Nevzat’ın savunmaları arasında çelişkiler bulunduğu, somut olayın işlenişine ilişkin kesin maddi delil niteliği taşıyan orijinal kamera kaydında olduğu gibi daraltılmış baz raporuna, kesin maddi bir delil niteliği verilip verilemeyeceğinin tereddüde yer bırakmayacak şekilde, maddi deliller ile ilişkilendirilmek suretiyle somut olaya ilişkin oluş ve kabul açısından tartışılması gerektiği gözetilmemiştir. Olayın başlangıcından bitimine kadar sabit kamera ile olay yerini görüntüleyen Daran-2 üs bölgesinin kamera görüntüsü üzerinde yaptırılacak inceleme neticesinde, Narin’e göre, daha net kamera görüş açısında bulunan Nevzat’ın evinin yakınındaki patika yoldan yamacı tırmanarak tepe üzerindeki Arif’in ahır ve evinin olduğu bölgeye çıkıp çıkmadığı, Narin’in cansız bedenini Arif’in evinin içinden kucağına alarak tekrar ahırına götürüp götürmediği, Salim’in Nevzat’ın evinin üst tarafında bulunan tepelik yerden Nevzat’a seslenip seslenmediği hususlarında, özellikle Nevzat’ın savunmasının doğruluğu ve bu kapsamda Yüksel ve Enes’in eylemlerinin sübutu ve niteliği bakımından, Nevzat’ın hareketlerinin tereddüde mahal bırakmayacak ve denetime imkan verecek şekilde çözümünün yaptırılmasında zorunluluk bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.

‘NEVZAT’IN SUÇ DELİLLERİNİ GİZLEME SUÇUNDAN MAHKUMİYETİ HUKUKA AYKIRI’

Mahkeme Başkanı şerhte, Nevzat Bahtiyar’a verilen cezayla ilgili olarak, “Denetime, karar vermeye ve bir kanaate varmaya yeterli olmayan, tali nitelikte delil değeri bulunan Prof. Labudde ve Ulusal Kriminal’in görüntü çözümüne ilişkin raporları ile yukarıda açıklandığı üzere, oluş ve somut delillerle çelişen kesin maddi delil niteliği olmayan, ancak tali nitelikte olan ve başka delillerle desteklenmeye muhtaç daraltılmış baz raporuna dayanılarak ve Nevzat’ın aşamalardaki çelişkili savunmalarına itibar edilerek Nevzat hakkında, çocuğa yönelik kasten öldürme eyleminin sabit olmadığı kabulüyle eksik inceleme neticesinde suç delillerini gizleme suçundan mahkumiyetine karar verilmiş olması hukuka aykırıdır. Arif’in tek katlı evi ile ahır bölgesinde olay anına ilişkin özellikle 15:11 ila 15:35 arasındaki görüntülerde, silüet şeklinde dahi olsa özellikle Nevzat’ın hareketlerine dair tereddüde mahal bırakmayacak, denetime imkan verecek şekilde insan hareketliliğinin olup olmadığına dair Daran-2 üs bölgesine ait kamera görüntülerinin iyileştirilip iyileştirilememesi haline göre bir değerlendirme yapılması gerektiği ve bu kapsamda iyileştirilmesinin mümkün olması halinde sanıklar Yüksel ve Enes’in haklarındaki mevcut delil durumu da nazara alındığında, atılı suça ilişkin iştiraklerinin ne şekilde gerçekleştiğinin ve suç vasfının ne olması gerektiğinin değerlendirilmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

‘SANIKLARIN AYNI ANDA BOĞMA EYLEMİNİ GERÇEKLEŞTİRMESİ HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI’

Mahkeme Başkanı şerhinde sanıkların eylem birlikteliğiyle ilgili olarak da, şu ifadelere yer verdi:

“Vicdani delil sistemi kapsamında, hukuka uygun şekilde elde edilen her türlü delilin vicdani kanaatle, akla, mantığa ve bilimsel kurallara uygun olmak koşuluyla serbestçe takdir edileceği benimsenmiş olmakla, sanıklardan Yüksel’in kızı, Enes’in kardeşi, Salim’in yeğeni olan Narin ile faillerin olay günü normal günlük yaşamını idame ettirdikleri, Kur’an kursundan saat 15:14 sıralarında evine gelen Narin’i, yaklaşık 15 dakika içinde anne, abisi ve amcasının müşterek fail sıfatıyla bir araya gelmek suretiyle, öldürme eylemi üzerinde her birinin, 8 yaşındaki çocuğa yönelik direncini kırma, tutma, kaçışını engelleme, ağız ve burnunu kapatmak ve boynuna bası yapmak suretiyle boğma eylemlerini birlikte aynı anda, eylem üzerinde elbirliğiyle birlikte hakimiyet kurmak suretiyle gerçekleştirilmesi şeklinde somut, aktif ve ölüm neticesi üzerinde fonksiyonel katkıları bulunduğunun kabulü akla, mantığa ve hayatın olağan akışına uygun düşmediği kanaatindeyim. Enes ve Yüksel bakımından yapılan ortak değerlendirmede; daraltılmış baz raporunun delil niteliğine ilişkin ve ne boyutta itibar edilebileceği hususlarında Turkcell/Türktelekom/Vodafone bünyesindeki baz sinyalleri konusundaki uzmanlardan somut olayda olduğu gibi ev içerisinde oda oda, geçmişe dönük baz incelemesi ile noktasal yer tespitinin mümkün olup olmamasına ilişkin görüş sorulması ve ayrıca bu hususta rapor düzenleyebilecek bir üniversite kürsüsünden rapor aldırılması neticesinde, alınacak rapor sonucuna göre Yüksel ve Enes’in hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu ve denetime olanak vermeyen, tali nitelikte delil olarak kabul edilebilecek olan daraltılmış baz raporuna kesin maddi delil niteliği verilmek suretiyle eylemleri sabit kabul edilerek karar yerinde yazılı olduğu şekilde mahkumiyetlerine dair hüküm kurulması hukuka aykırıdır.”

SALİM GÜRAN İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRME

Mahkeme Başkanı sanık Salim Güran ile ilgili değerlendirmesinde, “Enes’in ifadesiyle Salim’in teklifini geri çeviremeyecek karakterdeki arkadaşı Nevzat’a vererek gizlemesini isteyip istemediği, bu itibarla, somut maddi deliller kapsamında suç mahallinin Salim’in kullanımında olan 47 KF 388 plakalı aracın şoför koltuğu olup olmadığı, Narin’e yönelik kasten öldürme eyleminin, asli maddi fail sıfatıyla doğrudan bizzat Salim tarafından tek başına gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin, Narin’in vajen sürüntüsünden elde edilen PSA’ya ilişkin tereddütleri giderecek nitelikte İstanbul Adli Tıp Kurumundan alınması gerekli rapor içeriği de gözetilmek suretiyle eyleminin hukuki niteliği, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma eylemine ilişkin değerlendirme de yapılması gerektiği gözetilerek, eylemlerinin sübutu ve vasfı denetime imkan verecek şekilde mevcut deliller ışığında tartışılması gerektiğinin gözetilmeyerek eksik inceleme ve denetime elverişli olmayan gerekçe ile karar yerinde yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması hukuka aykırıdır. Duruşma zabıtları incelendiğinde, dinlenen birden çok tanık beyanında sözlerinin kesilerek araya girildiği, tanığın beş duygusuyla edinmediği hususlara ilişkin bilgisine başvurulmaya çalışıldığı, Mahkeme heyetince, müdafi ve vekillerce, çapraz sorgu usulüne uyulmaksızın, maddi gerçeğin ortaya çıkmasına katkısı olmayacak nitelikte yorum içeren sorular sorulmak suretiyle CMK m.59/2’ye aykırı davranılması, Van Jandarma Kriminal tarafından elde edilen veri ve bulguların temin edilerek Diyarbakır Adli Tıp Kurumuna gönderilmek suretiyle her iki kurumdaki tüm verilerin birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle birleştirilerek tek bir rapor haline getirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Diyarbakır Adli Tıp Kurumu raporu ile İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesinin raporunun sonuç kısmında değinilen ‘Otopsisinde alınan doku örneklerinin Biyoloji İhtisas Dairesinde yapılan tetkikinde PSA pozitif bulunduğu’ şeklindeki tespit ve genellikle erkeklere ait menide ve idrarda bulunan PSA’nın, sürüntülerin elde edildiği bölgeler de gözetilerek harici olarak cinsel istismar olasılığı neticesinde bulaşmış olma ihtimali olduğu hususunda tereddüt hasıl olmakla, PSA’ya ilişkin fenni literatür bilgileri de birlikte nazara alınmak suretiyle;

a) 8 yaşındaki kız çocuğunda PSA görülüp görülmeyeceği,

b) Öncelikle sürüntü/leke şeklinde tespiti yapılan örneklerin alındığı belirtilen yerlerin tamamına yayılmış olup da yoğunlukla görüldüğü bir yerden mi alındığı,

c) Sürüntü örneklerinin alındığı yerlerin tamamında yaygın olarak mevcut olmayıp sadece belirli bir noktada tespit olunan bulaş şeklinde görülen bir noktadan/yerden mi alındığı,

d)Narin’in cansız bedeninin, 19 gün boyunca sıcak yaz günü suda kalmasının etkisiyle başlayan çürüme nedeniyle raporda tespit edilen yerlerde çürümeye bağlı PSA bulaşı olup olmayacağı,

e) Savunma müdafilerince ileri sürüldüğü üzere, Narin’in cansız bedeninin bulunduğu dereye akan insan dışkısından bulaşıp bulaşmayacağı, hususlarında tereddüde mahal bırakmayacak şekilde, açıklıkla, oluş da değerlendirilmek suretiyle İstanbul Adli Tıp Kurumundan yeniden ek rapor alınması gerektiğinin gözetilmemesi. Van Jandarma Kriminal Laboratuvar Müdürlüğünün 30.08.2024 tarihli uzmanlık raporu ile ‘Salim’in kullanımında olan 47 KF 388 plakalı aracın sol ön koltuğuna ait olduğu belirtilen oturma kılıfı (BN:4) üzerinden alınan svap numunesinden, karışım halinde DNA profili elde edildiği, yapılan mukayese incelemesinde, 12.09.2024 tarihli Van Kriminal raporu ile Narin Güran’a ait karışım DNA profili ile uyumlu olduğu rapor edilmiştir’ şeklindeki tespit uyarınca, sol ön koltuk oturma kılıfından alınan svap numunesinin mahiyetinin, tükürük, kusmuk, kan, göz yaşı vesaire gibi ne olduğu hususunda ve oturma kılıfının hangi noktasından varsa fotoğrafı ile birlikte gösterilmek suretiyle rapor alınması gerektiğinin gözetilmemesi, Narin’in cansız bedeni bulunduğunda sol avuç içinde ve siyah şort üzerinde bulunan kıl örneklerinin aidiyetine dair annesi Yüksel’e, abisi Enes’e ya da kendisine mi ait olduğu hususunda tereddüt olduğu gözetilerek, bu tereddüdü giderecek şekilde İstanbul Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğinin gözetilmemesi” ifadelerine yer verdi.

‘OLAY GÜNÜ BENZER ÖZELLİKTEKİ KİŞİLERLE TEKRAR EDİLİP RAPOR ALINMASI GÖZETİLMEMİŞ’

Mahkeme Başkanı, Daran-2 üs bölgesine ait kamera görüntülerinin dosyadaki mevcut görüntü kalitesi ve açısı korunarak benzer fiziksel özellikteki kişilerle tekrar edilerek rapor alınmasının gözetilmediğini belirterek şu ifadelere yer verdi:

“Olay gününün iklim ve hava koşullarına uygun bir günde ve tayin edilen bir zamanda, dosyadaki mevcut görüntü kalitesi ve açısı korunarak Narin’in fiziksel özelliklerine benzer kız çocuğunun okulun kamera açısından itibaren Arif’in evinin istikametine doğru patika yoldan yürütülmesi, aynı şekilde Nevzat’a benzer fiziksel özelliklerde birisinin Nevzat’ın evinin yakınında bulunan patika yoldan Arif’in evine ve ahır bölgesine yürütülmesi ve ahır bölgesinde bir kaç kişinin gezdirilmesi suretiyle Daran-2 üs bölgesine ait kamerada bu kişilerin hareketlerinin tespitinin mümkün olup olmaması hususlarında rapor alınması gerektiğinin gözetilmemesi, İlk derece mahkemesince, Nevzat’ın üzerine atılı müşterek fail sıfatıyla çocuğa yönelik kasten öldürme eyleminin, değişen suç vasfıyla TCK m.281 uyarınca suç delillerini gizleme olarak kabulü ile TCK m.61 uyarınca temel cezanın belirlenmesine ilişkin kriterler ve orantılılık ilkesi kapsamında; sanığın üzerine atılı eylemin işleniş özellikleri, eylem sonrası hareketleri, meydana gelen zararın ağırlığı, kastının yoğunluğu nazara alınarak üst hadden cezaya hükmedilmesi gerekirken, karar yerinde yazılı olduğu şekilde eksik ceza tayini, hukuka aykırı olup, bu kapsamda eksik incelemeye, suç vasfına, sübuta, oluş ve kabul ile gerekçeye dair yukarıda açıklandığı üzere hukuka aykırı olduğu tespiti yapılan gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin her bir sanık hakkındaki hükümlerinin ayrı ayrı 7188 sayılı Yasa ile değişik CMK m. 280/1 ve 289/1 gereğince bozularak İlk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan, çoğunluğun karar yerinde yazılı olduğu şekildeki görüşüne katılmamaktayım.”

En güncel Diyarbakır ve bölgesinden haberler, sonhaberlerim.com'da
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.