DTSO İle Bakanlık Arasında ‘Nakit’ Tartışması
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati 1 Temmuz’da Diyarbakır’daki ‘İş Dünyası Buluşması’nda Diyarbakırlı yatırımcılara kredi imkanlarının sonuna kadar açık olduğunu belirtirken, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya ise yatırımcıların istedikleri kredileri alamadıklarına vurgu yaparak, “Kamu bankalarında nakit sorunu var, kredi vermiyorlar, veremiyorlar” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati 1 Temmuz’da Diyarbakır’daki ‘İş Dünyası Buluşması’nda yaptığı konuşmasında Diyarbakır’da 20 yıl önce yıllık yapılan ihracatın şuan daha fazlasının bir ayda yapıldığını ve Bölgenin ihracat üssü olmaya aday olduğunu belirterek şunları kaydetmişti: “Özellikle şuanda uyguladığımız selektif kredi politikasıyla iş insanlarımız şehirlerine katkı sağlama noktasında bulabilecekleri en geniş imkanların olduğu dönemelerdir. Burada sizlere çok iş düşüyor. Siz isteyeceksiniz, biz zaten veriyoruz. Kim hızlı davranırsa şehrine o kadar hızlı yatırım yapar. Çok açık ve netiz ama ihracatı, üretimi, istihdamı arttırıcı bütün işletmeler için sonuna kadar kapılarımız açık.”
Bakan Nebati, yatırımcılara kredi musluklarının sonuna kadar açık olduğunu belirtse de Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya ise özellikle son bir iki ayda kamu bankalarından kredi kullanımı konusunda ciddi sorunlar yaşandığını ifade ediyor.
KAYA: “KAMU BANKALARINDA NAKİT SORUNU VAR, KREDİ VERMİYORLAR, VEREMİYORLAR”
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, kamu bankalarında nakit sorunu olduğunu ve kentteki yatırımcıların istedikleri oranda kredi alamadıklarını belirterek şunları söyledi: “Niye kredi alamıyorsunuz, çünkü bankalarda nakit sorunu var. Özellikle son bir aydır kamu bankaları yatırımcıya, işletmeciye kredi verme konusunda büyük sorun yaratmakta. Çok cüzi miktarda krediler vermeye çalışmakta. Şimdi yatırımcının işini görmez bu tür paralar. Onun için de biz sürekli ifade ediyoruz, diyoruz ki; Bölgedeki kamu bankaları Bölgedeki yatırımcıya kredi verme konusunda oldukça cimri davranıyorlar. Büyük kredi talepleri olanlara bunu vermiyorlar. Mecburen firmalarımız da şirket merkezlerini Batıya taşıyor. Şuana kadar kamu bankalarından Diyarbakır’dan kredi kullandım diyen (önemli oranda kredi kullananlardan bahsediyorum) bir elin parmağını geçmeyecek kadar az firma var. Özel bankaya gittiğinde ise yüzde 40’la kredi kullanmak demek sadece batışı geciktirmektir. Onun yüzde 40 kredi kullanarak ayakta kalma şansı yok. Onun için kamu bankaları bir şekilde kredi ihtiyacını giderek zorunda. Bakın 2 yıl önce KGF (Kredi Garanti Fonu) kredisi çıktı. KGD kredisinin geri ödemeleri bitmek üzere ve Bakanımız Ankara’da da açıkladı; KGF kredilerinin Diyarbakır’da geri ödenmeme durumu yüzde 1, yani çok düşük bir oran. Diyarbakırlı yatırımcı, işletme sahipleri kullandıkları kredileri tamamen geri ödüyorlar. Özellikle ticari işletmeler ve yatırımcılardan bahsediyorum, bireysel yatırımcılardan değil. Şimdi böyle bir ortam varken, yatırımcının finansa ihtiyacı varken, yatırım ortamı da müsaitken, kamu bankaları veriyor demekle bu iş çözülmüyor. Vermiyorlar. Veremiyorlar, nakit sorunumuz var diyorlar. Ben daha bugüne kadar hiçbir iş adamının kamu bankalarından istediği krediyi aldıklarını görmedim. Özellikle son bir iki aylık süreçten bahsediyorum. Biran önce bunun giderilmesi gerekiyor. Evet, kamu, BDDK, Hazine bazı önlemler almaya çalışıyor, kredinin tabana yayılmasıyla ilgili ve birçoğu doğru uygulamalar. Tek başına çözüm olmasa bile. Ama sonuçta dönüp baktığımız zaman bunun bölgeye yansıması, krediye dönüşümü yok denecek nitelikte. Bu finans sorununun biran önce kamu bankaları üzerinden çözülmesi gerekiyor. Bunun da en önemli çözümü KGF kredilerinin işletmelere ayrı imalata ayrı bir şekilde düzenlenerek yeniden hayata geçirilmesidir.
‘BÖLGEDE İSTİHDAM YOĞUNLUKLU SEKTÖRLERE ÖZEL DESTEKLER VERİLMESİ GEREKİYOR’
Bölgenin bazı sektörel teşviklerinin kararlarının alınması gerektiğini ifade eden Kaya, şöyle konuştu: “Bölgenin beşeri sermayesi, yani emek yoğun sektörün gelişebileceği en önemli merkez burası. Bu ne demektir, emek yoğun sektörlerin bölgede özel teşvik kapsamına alınması gerekiyor. Hazır giyim, tekstil gibi. Çağrı Merkezleri gibi. Bölgede istihdam yoğunluklu sektörlere özel destekler verilmesi gerekiyor. Ama dönüp baktığımız zaman bununla ilgili atılmış somut bir adım olmadığı gibi Çağrı Merkezlerinin bölgeye gelmesini zorlaştıran bir etken olarak İŞKUR destekleri kapsamı dışında tutulmasıdır. Tabii ki siz Türkiye’nin birçok yerinde bunu kapsam dışı tutabilirsiniz ama 6’ıncı Bölge ve genç nüfusu olduğu yerlerde bunu bir şekilde teşvik kapsamının içinde tutmak zorundasınız. Sonuçta bazı dezavantajları –limana uzaklık gibi, enerji altyapısı gibi- olan bölgenin avantajlı konumunu değerlendirecek teşvik sistemlerinin olmasında fayda var. Doğrusu bunu müteakip kereler dile getiriyoruz ama dönüp baktığımız zaman özellikle son dönemlerde bu konuda istenilen noktalara gelinmiş değil. Bu iki sorun bölgede işsizlik sorununun çözümünde önemli katkı koyar. Finansa erişim, özellikle güçlü şirketlerin bölgede kalması, bölgede yatırıma devam etmeleri ve istihdamın ağır yükünü bölgede omuzlamaları anlamında oldukça önemli.”
Kaynak: Sur Ajans