Yeşil Sol Parti: “Diyarbakır’da 12 – 0 Yapacağız”
Yeşil Sol Parti Diyarbakır Eş sözcüsü Abbas Şahin, gündemle ilgili Sonhaberlerim.com internet haber sitesine özel açıklamalarda bulundu.
(ÖZEL HABER: SEYFETTİN EKEN)
Şahin, yaptığı açıklamada 14 Mayıs 2023’te yapılacak olan seçimde Yeşil Sol Parti’nin Diyarbakır’da 12 milletvekili çıkaracağını, seçimin kazananı ve kaybedenini kendilerinin belirleyeceğini, uyuşturucuyla mücadele için verilen seminerlerin birilerine rant aracı olmaktan öteye geçmediğini, Diyarbakır’da 200’ün üzerinde kişinin Yeşil Sol parti için başvuru yaptığını ve kendilerince yaptıkları anketlerde Yeşil Sol Parti’nin Türkiye genelinde yüzde 15-16 oy oranıyla meclise 100 milletvekili göndereceğini söyledi.
“TÜRKİYE’NİN 48 İLİNDE VE 252 İLÇESİNDE ÖRGÜTLENDİK”
Röportajın başında kendisiyle ilgili bilgi veren Amed Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü Şahin; “Ben Abbas Şahin Amed Yeşiller Sol Parti eş temsilcisiyim. 10 Aralık 2022 yılında yapılan olağanüstü kongrede biz seçildik. Seçildiğimizde seçime girme yeterliliğimiz o zaman yoktu, Mart ayı itibariyle seçime girme yeterliliğini sağlamış olduk ve bu şekilde yola devam ediyoruz. Bir partinin yerel seçimleri girebilmesi için 41 ilde örgütlenmesi gerekiyor. Biz Yeşil Sol parti olarak Türkiye’nin 48 ilinde ve 252 ilçesinde örgütlendik ki bu her geçen gün artıyor. Biz Amed’te 4 merkez ilçe ve 2 kırsal ilçe olmak üzere il merkezinde kongreler gerçekleştirdik. 10 Aralık’ta yaptığımız kongrenin ardından halk buluşmalarıyla alanlara çıktık. Örgütlü olup olmadığımıza bakılmaksızın bütün ilçelerde çalışarak halk buluşmaları gerçekleştirdik. Ve biz zaten gördük ki halkın politik duruşu bize orada bir şey gösterdi. Biz daha alana inmeden bizim geleceğimizi görüyorlardı. Beraberinde halk buluşmalarında özellikle sistemin yargı makamını muhalif kesimleri bastırmak için ve susturmak için kullanıldığından yeşil Sol parti 2012 yılında kuruldu ama Eylül ayında aktif oldu ve halka bir umut oldu. Bu halkın ümitsiz olmadığını gösterdi” dedi.
“BİZİM İÇİN MİLLET VE CUMHUR İTTİFAKI AYNIDIR”
Mevcut ittifaklarla ilgili olarak Şahin; “Biz Parti olarak seçimlere giriyoruz. Bir Cumhurbaşkanı bir de milletvekili seçimi var. 2 sandık kurulacak. Birinci amacımız ortaklaşabileceğimiz ilkeler ışığında var olan bir sistemi ortadan kaldırabilmek ama bizim asıl amacımız parlamentoya girmektir. Çünkü bizim Millet İttifakı’na bakışımızla Cumhur İttifakı’na bakışımız aynıdır. Çünkü Cumhur İttifakı tekçi bir sistem, Millet İttifakı ise muhalefet olduğu için bizim paradigmamızı, demokratik anlayışımızı karşılayabilecek bir yapıya sahip değildir. Özellikle boğulmuş olan bir sistemde ona alternatif olmaya çalışan Millet İttifakı’nı buna çözüm olarak görmüyoruz. Bunda en önemli noktanın üçüncü yol olan Demokrasi İttifakı’nın emek ve özgürlük ittifakıyla aşılacağını düşündüğümüz için bizim için Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasında hiçbir fark yoktur.
“İKTİDAR HÜDAPAR’I YANINA ALARAK PSİKOLOJİK BASKI KURMAYA ÇALIŞIYOR”
HÜDAPAR’ın Cumhur İttifakı’na katılmasıyla ilgili olarak Şahin; “Yok olma tehlikesine karşı karşıya olan bir iktidarın Hüdapar’ı yanına alması psikolojik olarak baskı sistemini kurmaya çalıştığının göstergesidir. Tabanı olmayan partilerin bir araya gelerek ülkeyi baskı altına almaya çalışmaktan başka bir şey değildir” ifadelerini kullandı.
“SEÇİMDEN SONRA KAYYUMLAR MUHAKKAK GİDECEKTİR”
Kayyumların belediyelerde çok büyük tahribatlar yarattığını belirten Şahin; “Öyle bir tahribat ortaya çıkmış ki ve ülke açısından öyle bir tahribat oluşmuş ki bu tahribatın ortadan kalkması için demokrasinin öncelikli olması gerekiyor. Kim gelirse gelsin 14 Mayıs’tan sonra bu ülkenin bu kaostan çıkarılması ve daha özgür bir yaşama ulaşılması için buna dikkat etmesi gerekiyor. Aksi halde bu ülke yaşanmaz bir hal alacaktır. Yani kayyumlar muhakkak gidecektir. Belediye seçimlerinden önce belediyelerimizi muhakkak kayıplardan alacağız ve yerelde belediye seçimlerinde daha büyük bir oy oranı ile kazanacağımıza inanıyoruz. Aslında kayıt sisteminin Cumhur ittifakının bir yansıması olduğunu, içerisinde tamamen yolsuzluk ve talanı barındırdığı bir sistemdir. Belediyeleri gasp ettikleri zaman halka ait bütün menkul ve gayrimenkulleri satışa çıkarıp, içini boşaltarak borçlandıran bir zihniyettir. Daha önceki zamanlarda 1930’larda da Umum Müfettişleri’ne verilen yetkilerle ve sonrasında Ohal valileriyle insanların yaşam hakları gasp edildi. En sonunda bu kayyumlarla gerçekleştirildi.
“UYUŞTURUCUYLA MÜCADELE SEMİNERLERİ RANT SAĞLAMAK İÇİN YAPILIYOR”
Uyuşturucu ve fuhuşun arttığı Diyarbakır’da Şahin; “Aslında bu zihniyetin temeli çok eskilere dayanmaktadır. Gençlerin politikleşmesinin önüne geçmek için bilinçli bir elin devreye girerek gençlerimizi uyuşturucuya ve fuhuşa alıştırıldığını görüyoruz. Çünkü insanlar gelecekle ilgili planlamalar yapamazlar. Politik bir hamle yaptıkları zaman karşılarında bir güç görürler. Çaresizlik psikolojisi içerisinde hareket ettirirler. Biz baktığımız zaman eğitim zaten tamamen rafa kalkmış. Birincisi Pandemi sürecinden önce de müfredatın sürekli değiştirilerek eğitimin içinin boşaltıldığını gördük. AKP’nin 21 yıllık iktidarında her dönem milli eğitim bakanlıklarına gelen bakanların milli eğitimle alakası olmayan insanlardan seçildiğini gördük. Özellikle burada bilinçli bir politika olduğunu insanların gelecekle ilgili kaygılarını, korkularının ciddi hat safhada olduğu bir ortamda gelecek kaygısı yaşayan insanların gerçekçi bir şey üretmedikleri zaman bir yerlere yöneleceklerini bunlar biliyorlardı. Bazı şeyler de liyakatsizlik üzerine kamu kurumlarındaki atamalarda, kadrolaşmalarla birlikte liyakatsiz insanların getirilerek bu süreci götürmeleri bizi bu noktaya getirdi. Metamfetamin dedikleri bu kristal uyuşturucu kimyasaldır. Laboratuvar ortamında oluşturulan bir uyuşturucunun Diyarbakır’ın sokaklarında nasıl bulunduğunun da çok iyi düşünmek gerekir. Bunun yanında uyuşturucu bağımlılığının artmasında gençlerin gelecekle ilgili kaygılarının belirsizliklerinin olduğunu görmek gerekir. Bunu kullanan bir elin olduğunu görmek gerekir. Bizler Yeşil Sol Parti olarak bizim hem parti programımız, hem tüzüğümüz gereği gençler üzerine ciddi çalışmalar yapılması gerektiğini, eğitimin yeniden ele alınması gerektiğini, çaresizlik psikolojisini ortadan kaldırılarak gençlerin gelecekle ilgili hiçbir kaygısı olmadığı bir ortam sağlamak için elimizden geleni yapacağız. Bunu yaparken de toplumsal dinamikleri devreye koyarak hareket etmek gerekiyor. Uyuşturucuyu yok etmek için seminerler vermek yeterli değildir. Bu bir bütünsellik içerisinde ele alınması gerekiyor. Eğitim sistemi içerisinde sağlık sistemi içerisinde birçok noktada yerel yönetimleri içerisine katmadığımız zaman halkımızı bu işin içerisine katmadığımız zaman, sadece seminer boyutunda o da şu şekilde olur birilerine rant sağlama aracı olarak ortaya çıkar. Gerçekçi bir çözüm olmadığı gibi bu sorunu büyütmekten başka bir işe yaramaz. Çünkü düşünmeyen bir gençlik, hareket edemeyen bir gençlik, politik olmayan bir gençlik bu sistemin en çok istediği şeydir. Bunun en önemli göstergesi AKP içindeki atanmış olan bir dekan ya da rektörün bizim aslında eğitimsiz insanların ferasetinde güveniyoruz demesinden anlıyoruz. Çünkü eğitim seviyesi arttıkça insanların kendilerini ifade etmeye başladıkça sorguladıkça bu var olan statik yapıların, ırkçı ve milliyetçi yapıların, özellikle insanların duygularını kullanan yapıların bir anlam ifade etmeyeceğini gördükleri anda kaynaklanan bir sistemin körüklediklerini devam ettirmeye çalıştıklarını biliyoruz. Ve biz bunun karşısında duracağız” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE GENELİYÜZDE 15-16 OY ORANIMIZ VAR”
Seçime Türkiye’nin 81 ilinde gireceklerini belirten Şahin; “Emek ve Özgürlük İttifakı olarak şu anda görünüyoruz. Emek ve Özgürlük İttifakı’ndaki bir parti olarak Yeşil Sol Parti 81 ilde seçimlere girecek. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın ortak gireceği yerlerde 41 il olarak belirlenmiştir. Biz baktığımız zaman özellikle sistemin her türlü zor aygıtını kullanarak, bunun içerisinde yargı da dahil havuz medyasındaki algı yönetimidir, trol ordularının yapmış olduğu çalışmalardır, emniyet boyutudur. Birçok nokta da var olan baskılara rağmen %15 %16 minimum oy alacağımızı düşünüyoruz” diye konuştu.
“12 MİLLETVEKİLİ ÇIKARACAĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUZ”
Diyarbakır’da partilerin kazanacağı vekil dağılımıyla ilgili olarak Şahin; “Diyarbakır’ın politik duruşuna güvenmek gerekiyor. Biz şunu görüyoruz, aslında bütün hilelere rağmen, bütün çarpıtmalara rağmen, bütün devletin olanaklarını kendi olanaklarıymış gibi kullanan sistem biz buna rağmen 12 tane vekil çıkaracağımızı düşünüyoruz. Bunun önüne geçmek için de sürekli seçim sisteminde değişiklikler yapıldı biliyorsunuz. Buna rağmen bu halk bilinçli bir şekilde hareket edip yapması gerekeni yapacaktır. Amed’de Diyarbakır değil yani bu da bir yere gönderme olsun Amed’deki seçimde halkımızın kullanacağı oy ile Türkiye genelinde, Türkiye’deki halklar, demokratik siyasetin belirleyicisi olan halklar, 100’ün üzerinde de Emek ve Özgürlük İttifakı’na milletvekili adayı çıkaracağı için parlamentoya güçlü bir şekilde gideceğini biz biliyoruz. Biz bununla beraber demokratik bir anayasayı yaptıktan sonra onun ortamını hazırlayacağız. Bizim için sadece 14 Mayıs bir milat olayı değil sonrası da çok önemlidir. Çünkü seçimleri kazanabiliriz ama siz gerçek anlamda demokratik bir ortam oluşturmadığınız zaman tekrar tarih tekerrür eder” diye belirtti.