Gelecek Kaygısı Yaşayan Diyarbakırlı Gençler, Çareyi Yurtdışına Çıkmakta Arıyor
Diyarbakırlı gençler gelecek kaygısını en derinden yaşıyor. Gençlerin geneli yurtdışına çıkmanın bir yolunu ararken, en yoğun yaşadıkları kaygının ise işsizlik ve geçim sıkıntısı olduğunu dile getiriyor.
Diyarbakırlı gençlere gelecek kaygısı taşıyıp taşımadıklarını sorduk. Gençlerin tamamı gelecek kaygısı taşıdıklarını belirtirken, çoğunluğu ise yurtdışına çıkmanın arayışında olduklarını dile getiriyor. Bazı gençler ise gelecek kaygısına rağmen memleketi sevdiklerini ve ülkede kalma ısrarında olduklarını söylüyor.
‘ŞUAN BİZİM İÇİN ÜLKEDE UMUT YOK’
Gençlerin kendini geliştirebilecekleri alan olmadığını, buna hem zaman hem maddi imkânlarının yeterli olmadığını ifade eden Diyarbakırlı gençlerden Vedat Durak, şunları söyledi: “Şuan yurtdışına çıkmak için uğraşıyorum. Önümüzdeki bir iki ay içerisinde gideceğimi düşünüyorum. Şuan bizim için ülkede umut yok. Gelecek adına kaygılarımız zaten hiç bitmiyor. Bu yüzden burada kalmanın da bizim açımızdan bir anlamı yok.”
‘GÜNLÜK 10 LİRA HARÇLIKLA BİR TOST BİLE ALAMIYORUM’
Üniversiteye hazırlandığını söyleyen bir genç ise baraj puanlarının yükselmesinden kaynaklı hangi üniversiteye gireceğini bilemediğini belirterek, gelecek kaygısına ilişkin şunları söyledi: “Babamın bana verdiği günlük 10 lira harçlıkla bir tost bile alamıyorum” dedi.
‘MEMLEKETİMİ TERK ETMEM, YÖNETEMEYENLER GİTSİN’
Genç bir baba olarak çocuğunun geleceğinden endişe ettiğini ifade eden Emin Selim adlı yurttaş ise şunları söyledi: “Çocuklarımızı okutmaya çalışıyoruz ama okulda bir gelecek göremiyoruz. Çünkü eğitim sistemi sistem değil. Biz okula gittiğimizde herkes meslek sahibi olabiliyordu. Şuanda en başarılı öğrenci dahi meslek sahibi olamıyor. Ayıptır söylemesi bir yerde adamınızın olması lazım. Bir şey olmak için herkesin adamı olması gerekiyorsa o zaman da adamı olmayan boş boşa okumasın. Ben yurtdışına gitme taraftarı değilim. Eğer ki, memleketimiz kötü yöneticiler tarafından yönetiliyorsa ben onların gitmesinden yanayım, niye ben gideyim ki? Benim ecdadım Çanakkale’de savaşmış, burada mücadele etmiş, niye ben gideyim ki yani. Ben vatanımı terk etmem. Neden, çünkü burası benim vatanımdır. Bazı insanlar yönetmek için gelmiş ve yönetemedikleri zaman, ben derim ki, yönetemiyorsan sen git kardeşim. Kimse bana memleketimden git diyemez. Dağdaki gelip bağdakini kovamaz. Ne olursa olsun memleketimizde kalıp mücadele etmeye çalışacağız.”
‘NASIL EVLENECEĞİMİ, HAYATIMI NASIL KURACAĞIMI DÜŞÜNÜYORUM’
Gelecek kaygısı taşıdığını ifade eden bir genç ise şöyle konuştu: “Okul okuyamadığımız için çalışmaya mecburuz. Fırsat bulsam yurtdışına çıkarım, neden çıkmayayım. Yurtdışında kuzenim var, bir iki haftada kendine araba almaya çalışıyor. Burada asgari ücretle 10 yıl da çalışsak araba alamayız. Bir Toros bile alamıyoruz artık. Ben bir genç olarak nasıl evleneceğimi, hayatımı nasıl kuracağımı düşünüyorum.”
‘HAYAT DÜKKÂNA GELİP EVE GİTMEKTEN İBARET BAŞKA BİR ŞEY YOK’
İşsizlik korkusu ve gelecek kaygısı içinde olduğunu ifade eden bir başka genç ise şunları söyledi: “iş, eğitim, sağlık hiçbir şey yok. Hayat dükkâna gelip eve gitmekten ibaret başka bir şey yok. İmkânım olsa yurtdışına çıkarım.”
‘İŞSİZİM, HİÇBİR AMACIM YOK’
TEDAŞ’tan çıkarıldığını ve işsiz kaldığını ifade eden bir genç ise şunları söyledi: “İşten de çıkarıldım, şimdi hiçbir amacım yok. Elimden gelirse yurtdışına çıkmaya niyetim var.
‘ÇALIŞMA SAATLERİ FAZLA, GEÇİNMEK ZOR’
İşsizlikten dolayı gelecek kaygısı taşıdığını ifade eden bir başka genç ise şöyle konuştu: “Haksız yere işten çıkarmalar var. Ağır şartlarda çalıştırılıyoruz ama hakkımızı alamıyoruz. Tabii bu da ülkeyi yönetenlerden kaynaklanıyor. Çünkü takip etmeleri lazım, bir el atmaları lazım. Çalışma saatleri fazla ama aldığımız ücretle geçinmek zor. Şuan yurtdışına çıkmanın hayalini kuruyoruz. Madem ülkemiz kıskanılıyorsa biz neden Avrupa hayali kuruyoruz? Neden oraya gitmek istiyoruz?”
‘BURADA KALIYORSAM MEMLEKETİMİ SEVDİĞİM İÇİN KALIYORUM’
Genç bir kadın avukat ise gelecek kaygısına ilişkin şunları söyledi: “En yoğun yaşadığım kaygı iş bulabilecek miyim, geleceğimi kurabilecek miyim? Mesela farklı ülkeleri, farklı şehirleri görüyoruz, oralarda daha çok iş imkânı var. Ama Diyarbakır’da çok fazla iş imkânı olduğunu düşünmüyorum. Şuan burada kalıyorsam da memleketimi sevdiğim için kalıyorum. Ama memleketimden soğumak da istemem. İnsanları bu aşamaya da getirmesinler. Temel olarak en çok üstünde durduğum konu şu: Yurtdışında avukatlar ilk yılında göreve başlayabiliyorlar. Orada insanların sosyal refah düzeyi yüksek. Orada çok fazla iş imkanı bulabiliyorlar ve kendilerini kanıtlayabiliyorlar. Gerçekten bir avukat olduğunu hissedebiliyorlar. Ama biz hem sosyal refah düzeyimizin düşük olması nedeniyle hem de devlet imkanlarının minimum seviyede tutulması sebebiyle ne avukatlığımızı kanıtlayabiliyoruz ne de eğitim hayatımızda öğrendiğimiz şeyleri icra edebiliyoruz ne de işten zevk alabiliyoruz. Bir avukatın aslında bunları düşünmemesi gerekiyor. Sosyal hayatı düşünmemiz gerekiyordu ama biz daha kendi mesleğimizi icra edememeyi düşünen pozisyondayız. Onlar daha güzel şeyler düşünürken ben daha mesleği edimi aşamasında takılı kaldım. Bence bu kısım sorgulanmalı.”
‘ARTIK 20 YIL OLDU GİTSİNLER’
Çok çalışmak zorunda kaldığını ve gelecek kaygısı yaşadığı belirten bir genç ise şunları söyledi: “Gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz. Bir sosyal aktiviteye zaman kalmıyor. Ailemize zaman ayıramıyoruz. Aile bağlarımız ekonomiden dolayı kopmaya başladı. Artık çalışmaktan sıkıldık. Taksim’deki patlama da aynı şekilde bizi etkiledi. Yurtdışına çıkma imkânım da var ama ülkemi seviyorum. Biz burada doğup büyüdük. Abim var Almanya’da ve ara sıra istişare ediyoruz. Gittiğim zaman 2 yıl içinde ekonomik özgürlüğe kavuşacağımı düşünüyorum. Niye derseniz, yokluk içinde gittiğimi bildiğim için. Burada paramızın bir değeri yok. Bulunduğum iş alanında 10 taneye yakın çalışanım var. Asgari ücretle insanlar geçinemiyor. 10 bin TL de olsa geçinmek zor, çünkü para değersiz. Diyarbakır’a yeni gelen birisi olarak çok zorluk çektim, bir buçuk ay ev aradım. Elle tutulur olmayan bir evin kirası dahi 4-5 bin TL. Maalesef çok kötü bir durum, inşallah hayırlı olur. Seçim zamanını bekliyoruz. Artık 20 yıl oldu gitsinler. Değişmesi gerekmiyor mu sizce de?”
‘TARİHİMİZİN, KÜLTÜRÜMÜZÜN KIYMETİNİ BİLEN BİR NESİL DEĞİLİZ’
Rejimi kaybetme kaygısını yaşadığını belirten ve mültecilerin ülkeyi “istila ettiğini” düşünen bir genç ise, geçim kaygısına ilişkin şunları söyledi: “Kendi vatanını koruyamayan insanların bizim vatanımıza pek fazla faydası olacağını zannetmiyorum. Bu ırkçılık da değildir. Gelecek kaygısı ve atanamama durumları da var. Evlilik sorunu, aile kurma, ev alamama sorunları var. İmkânım olsa yurtdışına çıkarım da ama bu ülkeden daha güzel bir ülke bulacağımı da zannetmiyorum. Gideceğimiz ülke Almanya ama orası da sürekli soğuktur. Dünyanın en güzel ülkesindeyiz ama ne ülkemizin, tarihimizin, kültürümüzün kıymetini bilen bir nesil değiliz.”
‘AVRUPA YOLU AÇILSA KİMSE BURADA DURMAZ’
Ülkedeki ekonominin gidişatının sıkıntılı olduğunu ifade eden üniversite öğrencisi bir genç ise gelecek kaygısı taşıdığını belirterek, “Ekonominin durumu sıkıntılı, gençlere Avrupa yolu açılsa kimse burada durmaz. Şuan herkes ülkeden gitmenin arayışında” diye konuştu.
‘BİRAN OLSUN BİR DELİK BULSAK KENDİMİZİ YURTDIŞINA ATALIM’
Gelecek kaygısı taşıdığını belirten bir başka gencin görüşleri ise şöyle: “Gelecek kaygısı çoktur. Borçlar çoktur. Daha 18 yaşında iken 50 bin TL borcum vardı. Eğitim desen yok. Çıkabilsem yurtdışına çıkacağım. Biran olsun bir delik bulsak kendimizi yurtdışına atalım.”
‘TÜRKİYE DIŞINDAKİ HER ÜLKEYE ÇIKABİLİRİM, AFRİKA BİLE OLABİLİR’
“Ekonomiden olsun, eğitimden olsun her şeyden kaydım var” diyen bir başka genç ise konuşmasını şöyle sürdürdü: “İmkan olsa her türlü ülkeye çıkarım. Türkiye dışındaki her ülkeye çıkabilirim, Afrika bile olabilir. Şuan arkadaşım orada çalışıyor aldığı maaş benim bir yıllık gelirim. Diyorum beni de al yanına, işçi lazım değil diyor.”
‘ALDIĞIM ÜCRETLE GEÇİNEMİYORUM’
Anketörlük yapan ve gelecek kaygısı taşıdığını belirten bir gencin değerlendirmeleri ise şöyle: “Aldığım ücretle geçinemiyorum. Asgari ücrete zam gelecek her şeye yine zam gelecek. Zam yapmasınlar daha iyidir. İmkanım olsa yurtdışına çıkarım. Arkadaşlarım hep Hollanda’ya gitmiş. Bizim imkan yok.”
‘HEPİMİZİN HAYALLERİ BAYAĞI DÜŞTÜ’
Yoğun ders temposu altında sosyal aktiviteye zaman kalmamasından yakınan gençlerin görüşleri ise söyle: “Ders çalışıyorsun tüm gün. Dışarıya çıkıp arkadaş edinmemiz lazım ama geleceğimiz yüzünden ders çalışmaya mahkumuz. Aslında keşke ders çalışmak zorunda da olsak. Ders çalışarak bir yere varamayacağınızı anladığınızda moral düşüklüğü oluyor. Üniversiteler dolu, ders çalışarak bir yere varılamayacağı bir şey var. Her yıl sınava giren öğrenci sayısı katlanıyor. Tabii ki, ders çalışmak kötü bir şey değil, bunun için yakınmıyoruz ama ders çalışarak bir yere varamıyorsun. Şuan kazanabileceğimiz bir yer yok. Hepimizin hayalleri bayağı düştü. Hepimizin gelecek kaygısı var. Daha geçen gün İstanbul’da patlama oldu. Güvenlik sorunu var. Gelecek sorunu var. Yani her türlü sorun var ülkede. İmkânımız olsa yurtdışına çıkarız tabii. Herkes bunun için imkân yaratmaya çalışıyor. Bir sürü öğrenci dışarı çıkabilmek için dil kurslarına yazılıyor. Yurtdışında daha az çalışarak tıp kazanabiliyorsun. Daha iyi kazanabiliyorsun. Alım gücü de orada daha yüksek. Az kazandığın işte bile çalışsan daha mutlu oluyorsun. Çünkü alım gücün var bir şeyler alabiliyorsun. Babamdan aldığım harçlık yetmiyor. Artık bir iki ayda bir dışarı çıkıyorum. Bizim harçlığımız yetmiyor ama artık kimsenin maaşı yetmiyor. Paranın değeri yok. Bir şey alamıyoruz, fiyatlar uçmuş gidiyor. Bu gidiş iyi değil.”
(Kaynak: Surajans)