Bakan Tunç, Diyarbakır Cezaevi’nin Son Durumunu Açıkladı
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, müze yapılmak üzere mülkiyeti Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilen Diyarbakır Cezaevi’ne ilişkin, “Artık demokrasimizin kara lekelerini bir bir ortadan kaldırarak, demokrasi standartları yüksek, insan hak ve özgürlüklerinin en geniş anlamda uygulandığı, vatandaşlarımızın huzur, birlik ve beraberlik içerisinde geleceğe adım attığı bir Türkiye inşasına hız kesmeden Türkiye Yüzyılı’nda devam ediyoruz.” dedi.
Diyarbakır’ı ziyaret eden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, adliye binasında yer alan baroyu ziyaret etti. Cuma namazını Selahaddin Eyyubi Camisi’nde kılan Tunç, ardından Bölge Adliye Mahkemesine geçti.
Bakan Tunç, daha sonra, geçmişte uzunca bir dönem, adı işkencelerle anılan, “Müze ve Kültür Alanı” olarak kullanılmak üzere 11 Ekim 2022’de Adalet Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında imzalanan protokolün ardından İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne devredilen Diyarbakır Cezaevi’ni ziyaret etti.
Diyarbakır Rölöve ve Anıtlar Müdürü Cemil Koç’tan projeye ilişkin bilgi alan Tunç, gazetecilere yaptığı açıklamada, incelemelerde bulundukları Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nin 1976’dan 1980’e kadar inşaatının sürdüğünü, 1980’den 1988’e kadar askeri cezaevi olarak, sonrasında da Adalet Bakanlığı bünyesine alınarak Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne bağlı hizmet verdiğini söyledi.
“Burası artık cezaevi olmaktan çıktı, kapatıldı, Kültür ve Turizm Bakanlığına devredildi. Kültür ve Turizm Bakanlığımız artık burayı bir müzeye dönüştürecek” diyen Tunç, bununla ilgili proje çalışmalarının devam ettiğini belirtti.
BİR ANI, HATIRA MÜZESİ ŞEKLİNDE BİR BÖLÜMÜ MUHAFAZA EDİLECEK
Tunç, Diyarbakır Cezaevi’nin kötü hatıralarla anılan bir cezaevi olduğunu anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü; “12 Eylül 1980 darbesinden sonra darbecilerin burada darbe mağdurlarını maalesef hukuksuzca yargıladıktan sonra attıkları cezaevinde antidemokratik uygulamalar, insanlık dışı ve keyfi uygulamalarla burada büyük bir mağduriyet yaşandı. O mağduriyetler artık geride kaldı. Türkiye eski Türkiye değil. Özellikle son 21 yıldır 399 uygun olmayan cezaevi kapatıldı ve onların yerine modern, insan haklarına daha uygun cezaevleri faaliyete geçti. O kapatılan cezaevlerinden biri de Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi. Burada gerçekten o insanlık dışı, keyfi uygulamalara maruz kalan, şu anda siyaset, gazetecilik yapan yazarlar, düşünürler var. O günkü hatıraları hem yazdılar, hem çizdiler. O günkü antidemokratik günleri, keyfi uygulamaları hatırlamak bile istemiyoruz ancak geleceğe dönük ibret olması açısından da burada bu cezaevinin bünyesinde Kültür ve Turizm Bakanlığımız bir anı müzesi, bir hatıra müzesi şeklinde bir bölümü muhafaza edecek. Geriye kalan kısımları sergi salonları ve arkeolojik müze şeklinde Diyarbakır’ın kültür hayatına kazandırmaya yönelik çalışmalar var.
İçinde kütüphane, sergi salonları, tiyatrosu, sahne sanatları salonu olacak. Kültür Bakanlığımızın bu yöndeki proje çalışmaları devam ediyor. Ayrıca cezaevinin özellikle o hatırasını bir ibret olarak gelecek kuşaklarda ziyaretçilerin görmesi açısından da bir müze olarak korunması sağlanmış olacak.”
Diyarbakır’da bugüne kadar hükümetin çok önemli yatırımlar gerçekleştirdiğine işaret eden Tunç, hem Adalet Bakanlığı hem de diğer bakanlıkların kente yatırımlarının sürdüğünü söyledi.
Tunç, Diyarbakır Cezaevi’nin yanı sıra aynı şekilde müzeye dönüştürdükleri, kapattıkları başka cezaevlerinin de olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti; “Sinop Cezaevi bunlardan biri. Restorasyonu bitmek üzere. Yine Sinop Cezaevi de o kötü hatıralarla anılan bir yer. Yine Ulucanlar Cezaevi, geçtiğimiz hafta 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümüydü. Yeni Anayasa Sempozyumunu Sayın Cumhurbaşkanı’mızın katılımıyla o kapatılan ve müzeye dönüştürülen Ulucanlar Cezaevi’nde yapmıştık. 27 Mayıs darbesinin, özellikle darbe mağdurlarının yargılandığı ve orada kaldığı Yassıada’yı da ‘demokrasi adası’ haline getirdi Cumhurbaşkanı’mız. Bu anlamda artık demokrasimizin kara lekelerini bir bir ortadan kaldırarak Türkiye’yi demokrasi standartları yüksek, insan hak ve özgürlüklerinin en geniş anlamda uygulandığı, vatandaşlarımızın huzur içerisinde, birlik beraberlik içerisinde geleceğe adım attığı bir Türkiye inşasına hız kesmeden Türkiye Yüzyılı’nda inşallah devam ediyoruz.”
Tunç, kentte 6 Şubat’taki depremin yaralarının hızlı bir şekilde sarıldığını gördüklerini sözlerine ekledi.