“DEVA PARTİSİ DİCLE’DE KONGRE GERÇEKLEŞTİRDİ”

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Merkez ekibi Diyarbakır 1. Dicle İlçe Kongresine katılmak ve esnafın sorunlarını dinlemek amacıyla Diyarbakır’a gelerek, yakın zamanda Ali Babacan tarafından açıklanan Tarım Eylem Planını ilgililerine anlattı ve ardından esnaf ziyareti geçekleştirdi.

“DİYARBAKIRLILAR DEVA’SINA SAHİP ÇIKTI”

DEVA Partisi İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Uçak, “Mezapotamya’nın merkezinden, Güney Doğu’nun incisinden, DEVA damlalarının ilk düştüğü andan itibaren eşşiz bir teveccühle karşılaştığı güzel şehrimizden tüm Türkiye’ye selam olsun. Antalyalı bir kardeşiniz olarak, Diyarbakır’a ve bölgeye her gelişimde, Diyarbakır’ın cömert, konuksever, samimi insanları ile birlikte olmaktan büyük onur duydum. Kasım ayında il kongremiz için geldiğimiz zaman ve sonrasında yaptığımız ziyaretlerde, Diyarbakırlı kardeşlerimin partimizi bağrına bastığına şahit oldum. Bugün de gösterdiğiniz ilgiye, alakaya minnettarım. Elbette partimize; bu bölgede gösterilen ilginin tesadüf olmadığının farkındayız. Zira Diyarbakırlılar umut, adalet ve özgürlük arayışlarını; Partimizin vizyonunda, programında buldular. Ortak ve tek vatanımızda; huzurlu, mutlu yarınlar için birlikte güzel bir geleceğe yürümemizin yolu DEVA’dan geçiyor. DEVA demek, ekonomik kalkınma demektir. DEVA demek, fikir ve vicdan özgürlüğü demektir. DEVA demek, bölünmeden, ayrışmadan, ortak vatanımızda onurlu bir yaşama sahip olmak demektir. DEVA demek, kimsenin ırkından, dininden, etnik kökeninden dolayı ayrımcılığa maruz kalmaması demektir. DEVA demek, eşitlik ve adalet demektir. Diyarbakır’ın feraset sahibi insanları da; Partimizin Türkiye’nin en büyük umudu olduğunu gördü ve ilk günden itibaren DEVA’sına sahip çıktı.DEVA Diyarbakır’a, Diyarbakır DEVA’ya çok yakıştı” dedi.

“TERÖRÜN, ŞİDDETİN KARŞISINDA OLACAĞIZ”

Diyarbakır’ın ülkenin birliği ve kardeşliğinin sembolü olduğunu söyleyen Uçak, sözlerine şöyle devam etti: “Bizim gidecek başka bir ülkemiz yok. Birbirimizden başka sırtımızı yaslayacağımız kimse de yok. Onun için farklılıklarımızdan korkmadan, geleceğe birlikte yürümek zorundayız. Terörün, şiddetin karşısında olacağız. Sorunlarımızın çözümünü hiçbir zaman şiddette ve silahta aramayacağız. Bununla birlikte artık Kürt vatandaşlarımızın sorunlarının kayyumlarla, baskı ve şiddetle görmezden gelinemeyeceğini de anlamak zorundayız. Halkın iradesine kayyum olmaz.Halkın iradesine ipotek konulamaz.DEVA Partisi olarak bizler Kürt vatandaşlarımızın ortak vatanımızda özgür, müreffeh, adil bir düzende yaşamalarını istiyoruz.İnsanlığın onuru olan temel hak ve özgürlüklerinden mahrum kalmadıkları; doğuştan sahip olduğu haklarının lütuf gibi görülmediği bir geleceği birlikte inşa edeceğiz. Çünkü bizler biliyoruz ki, Diyarbakırlı kardeşimin derdi ne bölünmedir ne ayrışmadır. Diyarbakırlı kardeşimin tek derdi kendi vatanında; özgür, adil, huzurlu bir yaşamdır. Diyarbakır’ın DEVA’sı, demokrasi ve atılım hareketinden geçiyor. DEVA’nın iktidar yolculuğunun en önemli duraklarından birisi de Diyarbakır’dır’’ şeklinde konuştu.

DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Avukat Cihan Ülsen ise yapmış olduğu açıklamada şunları söyledi: ‘’ Ülkedeki mevcut sorunları anlatmaya çalışsak günlerce sürer. Türkiye’deki kurumlar ve kuruşların tek kişi vesayeti altına girmesi nedeniyle çürümüşlük yaşanmaktadır. Bedene girmiş cerehattın atılması için,  mevcut durum ve iktidarla atılması mümkün değildir. Ancak mevcut sorunların çözülmesi ve hal edilmesi için çok ciddi bir değişime ihtiyaç vardır. Deva partisi kurulduğu zaman bir çok yerde ve alanda teşkilatları kuramayacakları ve kimseyi bulamayacakları söyleniyordu. Oysaki bugün bir çok il ve ilçede teşkillatlanlamalarımızı kurduk ve damla damla büyüyoruz. Buradan yükselen sesi, buradan yükselecek ışığı tüm ülkeye yayacağız. Cumhuriyet döneminden şimdiye kadar bu hükümet sürecinde hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, işsizliğin büyük boyutlara ulaştığı bir dönem görmedik ve göremeyiz. Ülkenin bu 10 yıl içerisinde girmiş olduğu girdap, bu çürümüşlüğün yanısıra insanların nefes alamadığı, insanların biribiriyle konuşamadığı, insanların düşüncelerini ifade edemediği bir süreç yaşıyoruz’’ ifadelerini kullandı.