DİYARBAKIR’DA KORONA VİRÜS TAKİP MERKEZİ KURULUYOR

Başhekim Akdağ, merkezde enfeksiyonu geçiren kişilerde, göz, beyin, kulak gibi diğer vücut sistemleriyle ilgili etkileri analiz analiz edeceklerini, bunları yaparken hastalara sözlü ve yazılı eğitim vereceklerini söyledi.

Kesin bir tedavisi ya da aşısı bulunmayan korona virüsün bilinmeyen pek çok yanından dolayı, bu hastalığa yakalanan ve atlatan kişilerin uzun vadede nasıl etkileneceği de bilinmeyenler arasında. Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hastanesi tarafından Covid-19 Hastaları İzleme ve Takip Merkezi açılacak. Bu merkezde korona virüse yakalanan ve atlatan kişilere çeşitli tahlil ve tetkikler yapılarak hastalarda kalıcı bir hasar oluşturup oluşturmadığı araştırılacak. Hastalar ayrıca GPRS sistemiyle takip edilecek.

TAKİP MERKEZİ MÜJDESİNİ VERDİ

Diyarbakır’da korona virüs artışlarıyla ilgili İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulunan Dicle Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Akdağ, merkezi kısa zamanda açacaklarını söyledi. Prof. Dr. Akdağ, “Filyasyon gurubumuz var, hastalarımızı takip ediyor. Gprs sistemiyle takip gerçekleşiyor. Dolayısıyla izinsiz dışarı çıktıklarında parasal ceza almış oluyorlar. Müjdeyi vermek isterim ki bizde hastanemiz de Covid-19 izleme ve takip etme polikliniğini, araştırma merkezi adı altında kurmak istiyoruz. Enfeksiyonu geçiren kişilerin sağlık durumuyla ilgili, gerek göz, beyin, kulak gibi diğer vücut sistemleriyle ilgili etkileri nelerdir, onu analiz ederek araştıracağız. Bunları yaparken hastalara sözlü ve yazılı eğitim de vereceğiz. Hazırlığımız ve yer tahsisimiz var, doktor arkadaşları planlıyoruz şuan. Yakın zaman içersin de duyuracağız” dedi.

GENÇLER DİKKAT, SEVDİKLERİNİZE ZARAR VEREBİLİRSİNİZ

Gençlerin aile büyüklerine yakın temasta bulunarak korona virüsü bulaştırdığını vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Akdağ, 3 altın kuralı unutmamaları için gençlere çağrıda bulundu. Prof. Dr. Akdağ, “Rölatif olarak bir çok ilde sayı azalırken Diyarbakır’da azalmadı, azalmadığı için de yükseliş var. Türkiye’de yaz sezonuyla beraber aslında bir normalleşme süreci başladı, bizim vatandaşlarımız bu süreci farklı algıladı. Sanki pandemi yokmuş veya pandemiden önceki bir hayat algısı oluştu. Bu tamamıyla yanlış altını kesinlikle çizmek lazım, normalleşme derken tekrar maske, sosyal mesafe ve hijyene dikkat edeceğiz. Bu 3 altın kuralı mutlaka hatırlamamız gerekiyor. Göreceli artışın nedenlerinden biri de, gelenek ve göreneklerimizin getirdiği bir takım alışkanlığı, bu kuralların önünde saymamız. Taziye, düğün, bir takım nişan törenleri ile insanlar bir araya geliyor. Bu bir araya gelişte insanlar sosyal mesafeye uymuyor ve maske takmıyor. Maske takılmayınca pozitif olan bir kişi 20 kişiye rahatlıkla bulaştırabiliyor ve vaka sayısı artıyor. Risk gurubu olan yaşlılarımız evlerinde olmalarına rağmen, hastanemize başvuranlarda çoğu yaşlı ve yoğum bakıma geçiş sürecini de bu hastalarda görüyoruz. Buraya taşınım ve bulaşın gençlerden oluyor. Torun, çocuk, oğlu, kızı gibi genç guruptaki vatandaşlarımıza sesleniyorum, lütfen siz kurallara uymakla beraber, büyüklerinize gittiğiniz zaman akrabadır diye yakın durmayın, orada da hassasiyet göstererek kuralları yerine getirmeniz ve maske takmanız, sosyal mesafeyi korumanız gerek. Eğer bunu yaparsanız kısır döngüyü bir yerden kırarak hasta sayımızı azaltmış olup virüsün üstesinden gelmiş olarak başarıyı sağlarız. Dolayısıyla genç nüfusla ilgili önemli ricam olacak” diye konuştu.