Coşkuyla Gerçekleşen Diyarbakır Newrozu’nda Yüzlerce Kişi Gözaltına Alındı
DEM Parti’nin öncülüğünde Bağlar ilçesindeki Newroz Parkı’nda düzenlenen ve binlerce insanın katıldığı Newroz etkinliğinde polise taş atan kişi sayısı 166 ‘ya yükseldi.
(HABER: SEYFETTİN EKEN)
Her sene 21 Mart’ta gerçekleşen Newroz etkinliği bu sene de yağmura rağmen coşkuyla kutlandı. Gerçekleşen Newroz etkinliğine eski Kürt siyasetçi ve milletvekili Leyla Zana, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, DEM Parti Eşgenel Başkanı Tuncer Bakırhan, DBP Eşgenel Başkanları Keskin Bayındır ve Çiğdem Kılıçgün Uçar, DBP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Mehmet Şirin Gürbüz, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Serra Bucak ve Doğan Hatun, DEM Partili milletvekilleri, DEM Parti Grup Başkanvekilleri Sezai Temelli ile Gülistan Koçyiğit ile Diyarbakır milletvekilleri, DEM Parti’nin kentteki ilçe belediye eşbaşkanları ile binlerce vatandaş katıldı.
7 bin 500 polisin görev yaptığı Newroz etkinliğinde Abdullah Öcalan’ın geçmiş yıllarda gönderdiği mesajlar okunurken bir çok sanatçı da sahne alarak vatandaşları coşturdu.
Eski HDP milletvekili Leyla Zana, etkinlikte yaptığı konuşmada büyük bir kısmını Kürtçe olarak gerçekleştirdi. Zana, ” Öcalan’ın 1993’te başlattığı barış sürecinin tekrar başlamasını istiyor musunuz? Bu yolu yeniden açmak için hazır mısınız? CHP, AKP ve MHP diyor ki ‘Kürtler, yaptıklarımızdan memnun ki bize destek veriyorlar.’ Ama biz kendi irademizi kullanacağız.
Kürtler, her şeylerini, hatta bayramlarını bile diğer halklarla paylaşmış bir halktır. Biz de diyoruz ki nevruzu kutlamak isteyen herkesin nevruzu kutlu olsun. Genç kadınları ve erkekleri topluma emanet ediyorum. İktidarlara geçit vermeyin. Nevruz, nevruz kutlayan herkesin olsun. Kim Newrozu kutlamak isterse onlara kutlu ve mutlu olsun. 1993’te Sayın Öcalan ilk kez barışın yollarına başvurdu. Barış berekettir. Barış sevgidir. Barış minnettir. Hep birlikte Serok Apo’nun ve tüm zindanların nevruzunu kutlayalım. Newroz size kutlu olsun. Özgürlük ve barış yolunu hep birlikte açalım. 1993’te Öcalan’ın başlattığı barış ve çözüm süreci için yeniden hazır mısınız? Bu ülkeyi yönetenlere sesimizi duyurduk, hep birlikte seçimden sonra barışın yolunu açacağız” ifadelerini kullandı.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise konuşmasında şunları dile getirdi: “DEM Parti olarak 2013’te ortaya konulan ve Türkiye halklarının yararına olan, barışın, demokrasinin, özgürlüğün reçetesi olan Öcalan’ın deklarasyonunun arkasındayız. İmralı Cezaevi’ndeki Öcalan ve arkadaşlarının nevruz bayramını kutluyoruz. Ankara’da yine kirli hesaplar yapılıyor. Ankara’da JİTEM, kurt ittifakıyla birlikte kirli hesaplar yapılıyor. Ankara’daki kirli hesapları yapanlara diyoruz ki; hesap saraydaysa, terazi Amed’dedir, Amed nevruzundadır. Savaş Ankara’daysa, barış Amed’dedir. Amed nevruzundadır. Yanlış hesap yapmayın, yanlış hesabın bu ülkeye, bu ülkede yaşayan ezilenlere, yoksullara, emekçilere hiçbir yararı yoktur. Size diyoruz ki; savaş yerine çözüm, çözüm adresini istiyorsanız, bir ada ötesinde, bir ada kadar yakın, İmralı Cezaevi’ndedir. İmralı Cezaevi’ndeki çözüm ve barış iradesi, aynı zamanda bu ülkede yaşayan emekçilerin, yoksulların da insanca yaşaması anlamına gelecektir.
Bir JİTEM ittifakıyla karşımıza çıkmışlar. Mehmet Ağar Elazığ’da, Tansu Çiller’le İstanbul’da bu JİTEM ittifakının sözcülüğünü yapıyorlar. Mehmet Ağar’la Tansu Çiller’le poz verenler biz Kürtler’e ne diyorlar biliyor musunuz? 90’ları işaret ediyorlar. Faili meçhul cinayetleri işaret ediyorlar. Binlerce, on binlerce faili meçhul cinayetlerde kaybettiğimiz o karanlık günleri işaret ediyorlar. Diyalog ve müzakereden kaçıyorlar, çözüm iradesine tecrit uyguluyorlar, Kürt halkının seçilmiş iradelerini cezaevlerine atıyorlar, çıkıp diyorlar ki; büyük askeri operasyonlar yapacağız. Büyük askeri operasyonlar demek, can ve kan kaybıdır. Türkiye’nin önünde iki yol var; ya bunların söylediği gibi savaş ve çatışma ya da demokratik, barışçıl bir yöntem. Onun için toplumsal kesimleri bu savaş çığırtkanlığı karşısında doğru yol olan barış ve demokrasi mücadelesini büyütmeye, yürütmeye çağırıyoruz.
Üçüncü olarak, en başta Meclis’te dediğiniz ‘bilinmeyen dil’, ‘Teröristan’ kavramlarından vazgeçeceksiniz. Bilinmeyen dil dediğiniz, 13 bin yıldır bu topraklar üzerinde konuştuğunuz Kürtçe’dir. Teröristan dediğiniz yer, 4 parçaya ayrılan Kürdistan’dır. Bir an önce bu siyasetinizden vazgeçin. Kürt gerçekliğini, Kürdistan gerçekliğini anlamak ve tanımak zorundasınız. Bütün Kürt partilerine, oluşumlarına, dört parçada yaşayan Kürtlerin örgütlerine çağrı yapmak istiyorum. Şimdi ulusal birlik zamanı değilse ne zaman? Şimdi ulusal birliğimizi kuramazsak, bu büyük operasyonu, Kürt karşıtı savaşı nasıl ödeyeceğiz? Bugünden tezi yok Kürtler ulusal birliğini sağlamalı, ulusal birlikleri önündeki engelleri ortadan kaldırmalıdır” diye konuştu.