Atik, “İkinci Yüzyıla Çağrı” Vizyonunun Detaylarını Anlattı
CHP Diyarbakır İl Başkanı Abdullah Atik, partisinin “İkinci Yüzyıla Çağrı” adıyla duyurduğu vizyon projelerinin açıklandığı toplantıyı, verilen mesajları ve projelerin kapsamlarını detaylarıyla anlattı.
Projelerin açıklandığı İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nın hınca hınç dolu olduğunu belirten Atik “CHP, yıllar sonra ilk kez bu denli enerjik bir görüntü verdi. Çünkü daha önce sayın Kemal Kılıçdaroğlu tarafından ‘Ey dünya sana rakip olmaya geliyoruz’ meydan okumasıyla motive olan partililer, tüm yurttaşlarımız gibi vizyon projelerinin ne olduğunu öğrenmek ve halka anlatmak için orada oldular. Salonda sık sık ‘iktidar’ sloganlarının duyulması ise partililerin CHP’nin ve dolayısıyla da Altılı Masa’nın iktidara geleceğine olan inancı yansıtıyordu” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun, toplantının kapanış konuşmasında Altılı Masa’nın liderlerine tek tek atıfta bulunmasının da güçlü bir işbirliğini işaret ettiğini kaydeden Atik, bu söylemin dışarıdan müdahalelerle bu masanın dağılamayacağı mesajı taşıdığını söyledi.
Açıklanan vizyon projelerini yürütecek Siyaset Üstü Kurul’un da dünya çapında otoritelerden oluştuğuna dikkat çekti. Kurul üyelerinin kimilerinin başka ülke vatandaşı olmalarına ilişkin yapılan eleştirilen yersiz olduğunu ifade eden Atik “Ülkemizde en az 470 bin Suriyeliye vatandaşlık verip, onları seçmen kütüklerine yazdıranların, dünyada otorite olarak kabul edilen bilim insanlarını bu şekilde küçümsemesi bir akıl tutulmasıdır” dedi.
Yapılan konuşmalarla ortaya konan tablonun, ülkenin ekonomik durumunu, insan kaynağını, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ülkeyi nasıl dipsiz bir kuyuya çektiğini apaçık sergilediğini de belirten Atik “Ama bu kötü tablodan sıyrılmanın da modelleri ortaya kondu. Ülkemizin başta yetişmiş akademik kadroları ve teknokratları olmak üzere zengin insan kaynağının her sorunun üstesinden gelebilecek potansiyeli vurgulandı. En önemlisi de Sayın Kılıçdaroğlu’nun, dünyanın dört bir yanından iktidarın ilk üç yılında toplamda 325 milyar liralık, yeri yurdu belli temiz fonlardan doğrudan yatırım getireceğini açıklaması oldu. Yine Saray’ın 5’li çetesi olarak adlandırılan lobiye aktarılan 418 milyar doların kirli sermayeden geri alınacak olması bile başlı başına ihtiyaç duyulan kaynağın zaten var olduğunu ortaya koydu” dedi.
Türkiye’de dünya ile rekabet etmek için ekonomik ilerlemenin tek başına yetmeyeceğini dile getiren Atik “Program bu bakımdan da halkımızda büyük bir umut yarattı. Artık Türkiye’de kimsenin sabah korkuyla uyanmasına gerek kalmayacağı vurgulandı. Demokrasinin tüm kurul ve kurallarıyla, hak-hukuk-adalet denklemiyle yeniden tesis edileceği ifade edildi. Genel Başkanımızın dediği gibi bu ülkede hiç kimse korkuyla uyanmayacak. Vatandaş oluşturacağımız sistemin, ülke ekonomisini, sanayisini, esnafını, emekçisini koruyacağını çok iyi bilecek. Bireyler, yönetenler gelip gidecek, ama ülke bir daha asla savrulmayacak. Bu zorba gidecek. Halktan çaldıkları her şey, yine halka dönecek. Zafer bizim olacak” diye konuştu.
Türkiye’de artık bir dönemin kapanacağını, zengini zenginleştiren, yoksulu derinlere sürükleyen düzene son verileceğini kaydeden Atik, şöyle devam etti; “Açıkladığımız bu projelerle ülkede sağlanan güven ortamıyla yatırımı çekeceğiz, temiz yönetimle halktan çalınanları halka iade edeceğiz. Akılcı yönetimle Türkiye’yi hızla krizden çıkaracağız. En kısa sürede ülke insanını önce feraha çıkaracak nefes aldıracağız, sonra refaha eriştireceğiz. Partimizin de açıkladığı gibi bu ülkenin çalışanlarına 300 milyar dolar borcu var ve bu borç da onlar üzerindeki vergi yükünün azaltılmasıyla sahibine iade edilecek. Projeler 5 ana başlık altında toparlanacak olursa, “Endüstriyel dönüşüm’, ‘İşgücü dönüşümü’, ‘Enerji’, ‘Gıda bolluğu ve bereketi’ ve ‘Hızlı istihdam artışı’ olarak özetlenebilir. İlk etapta 3 milyon 500 bin, 5 yıl içinde ise 13 milyon 500 bin kişi istihdam edilecek. Tüm bunları gerçekleştirdiğimizde halkımız zenginleşecek. Kişi başına düşen milli gelirimizi, 20 bin doların üzerine çıkaracağız. Emeğin değeri artacak. Temiz yönetim ve güçlü sosyal devletle, gelir ve fırsat eşitliği sağlanacak.”