SP’li Ergin’den Yeni Eğitim Yılı ve 12 Eylül Darbesi Açıklaması
Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Abdurrahman Ergin, 11 Eylül 2001 yılında Amerika’nın İkiz Kuleleri, 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile 2022-2023 Eğitim Ve Öğretim yılının açılışı ile ilgili yazılı açıklama yaptı.
(HABER: SEYFETTİN EKEN)
Kardeşin kardeşe kırdırıldığı, aynı silahla sabah farklı akşam farklı görüşten insanın katledildiği yılların üzerinden kırk sene geçtiğini belirten Ergin, “Bizim çocuklar darbe yaptı” diyen anlayışın merkezinin belli olduğunu ve o yıllarda coğrafyamızda cenneti cehenneme çeviren memurların artık hayatta olmadığını ve onları kimsenin rahmetle anmadığını söyledi.
Başkan Ergin, yeni eğitim öğretim yılında Saadet Partisi olarak milli eğitimi, memleketin en başta gelen meselesi olarak gördüklerini, çocuklara düşünmeyi, sorgulamayı, muhakeme ve mukayese etmeyi öğretmemiz gerektiğini belirtti.
11 EYLÜL 2001 İKİZ KULELER SALDIRISI
11 Eylül’de Amerika’nın İkiz Kuleleri’ne yapılan saldırıyla ilgili Ergin; “11 Eylül, Dünya Emperyalizmi’nin yeryüzü üzerindeki hakimiyeti eline geçirme, mazlum coğrafyamızda bölük pörçük parçalara ayrılmış milletleri ortadan kaldırma, kendilerine biati tazeleme komplosudur. ABD ve bu devletler topluluğunu vücuda getiren İngiltere ile fikir babası İsrail, yeryüzünde hegemonyalarını yeniden tesis etmek, ideallerini sağlamlaştırmak, masonik hakimiyeti tesis için ikiz kuleleri vururken, amaçları doğrultusunda kendi insanının canına kıymış, katil ortada iken cinayet faillerini yurt dışında arayan dedektifleri ile mazlum milletlerin topraklarına göz dikme bahaneleriyle işgale başlamıştı. Özgürlük ve demokrasi şarkılarıyla, sloganlarıyla “Orta Doğu” adını verdikleri İslam Coğrafyası’nda kan dökmenin kendilerince hukuki yollarını açmışlar. İslam Fikriyatını, icat ettikleri terörle bir araya getirmeye ömür adayanlar, İslam Coğrafyasında en olmadık cinayetlerin mimarlarıdır. Bu günün Avrupasının desteklediği, adına “Arap Baharı” dedikleri cehennemi coğrafyamızda oluşturan Siyonizm ve Irkçı emperyalizm, yer altı ve yer üstü kaynaklarını talan etmek, yeni silahlarını insanlar üzerinde denemek ve silah stokunu eritme amacını ilke edinmiştir. Ebu’l- Gureyb vahşetin zirvesi iken, Guatanamo Esir Kampı Nazi Kamplarını geride bırakmıştır. Sistematik biçimde, birbiriyle bağlı bu anlayış, Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de, Libya’da, Afganistan’da, Miyanmar’da, Çin’de, Vietnam’da, Kamboçya’da, Eski Yugoslavya’da, Afrikanın kabile devletlerinde hiç bir insanî endişeye sahip değildir. Hakkı olmayan topraklarda o toprağın sahiplerini birbirine düşürenler, bilmelidirler ki her işgalci def olup, kirlettiği topraklardan kovulmayıncaya kadar Adil Dünya Düzeni sağlanmayacak, beşli çetenin kurduğu BM, zulmün merkezinde insan hakları iddiasında sadece kukla yönetimlerinin ağlama duvarı olacaktır” dedi.
“12 EYLÜL’DE KARDEŞ KARDEŞE KIRDIRILDI”
Kardeşin kardeşe kırdırıldığı, aynı silahla sabah farklı akşam farklı görüşten insanın katledildiği yılların üzerinden kırk sene geçtiğini ifade eden Ergin; “Bizim çocuklar darbe yaptı” diyen anlayışın merkezi bellidir, bilmeyen yok. Bu coğrafyamızda cenneti cehenneme çevirme memurlarının işi gücü sömürgeci emelleri, efendilerinin emriyle yerine getirmek olmuştur. Cezaevlerine doluşturulan insanları, her türlü işkencelerden geçirenler vatan sevdalısı, bu ülke için çalışanlar ise hain ilan edileli kırk yıl oldu. Şartların olgunlaşması için beklediklerini ifade edenler, şimdi yok. Onları Rahmetle ananlar olmadı. Halen onların izinden yürüyenler, değişik kıyafetlerle anlayışlarla ortadadır. Gazete manşetiyle iktidar değiştirenler, gazete haberleriyle parti kapatanlarla medyanın efendisi olanlar, 12 Eylül’ün sebeplerinin başlıcası olarak Milli Görüşü belirtmişlerdir. Necmeddin Erbakan Hocamızın partilerinin ard arda kapatıldığı ortamda şükür ki Milli Görüşün Partisi Saadet Partisi, halen dimdik ve tavizsiz duruşuyla bu adaletsiz sistemin dünya çapında, ülke kapsamında, seksen bir ilde karşısında olan tek siyasi oluşumdur. 11 Eylül’ü ve daha eski olan 12 Eylül’ü bir daha lanetlerken, Saadet Kadroları ile dünyaya Milli Nizam’la şekil verme sevdamız sönmedi, Milli Selamet’ten vaz geçmedik, insanımıza Refah içinde Faziletin yolunu açtık, derdimiz dünyanın Saadetidir. Biz zulüm nerede ve kimin eliyle yapılırsa yapılsın karşısındayız. İsimlerini anmak dahi istemediğimiz tüm darbecilerin ve darbeci anlayışların karşısındayız” diye konuştu.
“BİR ÜLKENİN EN BÜYÜK SERVETİ GENÇLİĞİDİR”
Türkiye’nin Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülkesi olduğunu aktaran Ergin; “Gençlik bir cevherse, o cevherin işleneceği süreç de eğitim sistemidir. 20 yıldır ülkeyi aynı iktidar, aynı anlayış yönetiyor. Ama 20 yılda eğitimde 8 kere bakan, neredeyse 80 kere de sistem değişti. Değişen bakanların hepsi de, bir önceki sistemi eleştirip, yeni bir sistem getireceğini söyleyerek göreve başladı. Sonuç? Hepsi hüsran. Hepsi hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Maalesef Cumhuriyet tarihinin bu konuda en çok yanılan iktidarıyla karşı karşıyayız. Bizzat kendileri istisnasız, hemen her konuda “yanılmışız” dediler. Reform diye getirdikleri her sistem bir öncekini mumla arattı. Gariplik şurada ki; yapanlar da kendileri şikayet edenler de… Ancak eğitim başka yanlışlara benzemez. Eğitimde yapılan bir yanlış gelecek 50 yılınızı, gelecek 100 yılınızı etkiler. Çocuklar at yarışı gibi bir sınavdan öbürüne koşturuluyor. Sınavlara hazırlanmaktan bir türlü hayata hazırlanamıyorlar. Okullar spor salonu, bina, bahçe gibi fiziki özellikler ve laboratuvar malzemesi, eğitim araç gereçleri gibi teknik donanımlar açısından yeterli değildir. Adrese dayalı kayıt sistemi okulların kalitesinde denklik sağlanmadığı için mağduriyetler ortaya çıkarmaktadır. Öğretmenlerimizin maaşları ve özlük hakları yetersizdir. Ücretli, sözleşmeli, kadrolu gibi ayrımlar yapmak, sınıflandırmak ve sınavlara sokmak da başka bir eşitsizlik durumu ortaya çıkarmaktadır. Esasında problemlerin en önemli nedenlerinden bir tanesi ehliyet ve liyakate önem verilmemesidir. Öğretmenlerin mülakata mahkûm edildiği, yönetici atamalarının siyasi partilerden referans bulmaya kaldığı, yöneticilerin keyfi kriterlerle belirlendiği bir ortamda eğitim sisteminin bu noktaya sürüklenmesi kaçınılmazdır. Saadet Partisi olarak milli eğitimi, memleketimizin en başta gelen meselesi olarak görüyoruz. Bizler çocuklarımıza düşünmeyi, sorgulamayı, muhakeme ve mukayese etmeyi öğretmeliyiz. İnsanı, bitkiyi, hayvanı; zamanı, mekanı; çağımızı, dünyayı; yeryüzünü, gökyüzünü okumasını öğretmeliyiz. Ahlaklı olmayı, dürüst olmayı, adil olmayı öğretmeliyiz. İncitmemeyi, merhameti, sevgiyi, saygıyı öğretmeliyiz. Ne olursa olsun haksızlığa karşı gelmeyi, kim olursa olsun mazlumdan yana olmayı öğretmeliyiz. Gerçek kazanç ve birikimin çoğunluk, para, makam, şan, şöhret, beğeni, alkış olmadığını öğretmeliyiz. İşinde, mesleğinde, görevinde ehil olmasını öğretmeliyiz. İyi insan olmanın yolunun insanlığa faydalı işler yapmaktan geçtiğini öğretmeliyiz. Bu duygu ve düşüncelerle yeni eğitim öğretim yılında öğrencilerimize zihin açıklığı, öğretmenlerimize de görevlerinde başarılar diliyorum.”