MARDİN’DE ŞAHMERAN EFSANESİ, TABLOLARLA YAŞATILIYOR
Mardin’de Şahmeran efsanesi, ’Ebuburak’ adıyla tanınan masal anlatıcısı tarafından tablo ile yaşatılmaya devam ediyor.
Mardin’de Şahmeran efsanesi, ‘Ebuburak’ adıyla tanınan masal anlatıcısı tarafından tablo ile yaşatılmaya devam ediyor.
Mardin’in Artuklu ilçesinde Şahmeran efsanesini tablolarla yaşatan Tacettin Toparlı, 40 yıldır Revaklı Çarşıda olduklarını ve cam üzerine Şahmeran çizdiklerini kaydetti. Toparlı, “40 yıldır Revaklı Çarşıdayız. Şahmeran geleneğini, cam altı zanaatını yaşatmaya ve ilerletmeye çalışıyoruz. Camın üzerine yapıyoruz. Cam insan gibi hem hassas hem saydam hem de kırılgan. Ama aynı zamanda Mardin’deki evlerin yüzde 98’inde bulunan mitolojik bir figür” dedi. Şahmeran’ın hikayesini anlatan Toparlı, “Mezopotamya’nın toprakları binlerce yıl tuzlu su ile beslendiği zaman, bir anda bir deprem oldu ve sular çekildi. Geride kalan bir yılan ovayı arşın arşın gezdi. Bedeni defalarca derisini toprağa armağan etti. Toprak ona yeni deri armağan etti. Aradan bir asır geçti saçları çıktı. Aradan bir asır daha geçti dile geldi. Daha üzerinden asırlarca asır geçti. Her seferinde derisi daha güzel ve daha parlak geri geldi. Giderek derisi gerildi ve pürüzsüzleşti ve omuzlarının arasından güzel bir kadın çıktı. Yarı şaşaalı güzel bir kadın, yarı da şifalı mı şifalı bir ejderha. Artık yuvasını kurdu Şahmeran. Yeryüzünün yılanları ve ejderhaları için bir bahçe yaptı. Her katta kendini yetiştirdi ve yolanların şahı oldu. Yılanları ve ejderhaları insanlardan ayırdı. Ejderhalar bahçeyi kolluyordu” diye konuştu.
“ŞAHMERAN UĞURUN, BİLGELİĞİN VE DOĞRULUĞUN TEMSİLİDİR”
Şu anda kurs vermediklerini dile getiren Toparlı, “Bunun için bir talibin olması lazım. Biz bunu vermeyi hazırız ama bunu alabilecek bir çırak olması lazım. Yani atölye dediğimiz şey yaşamın içerisinde yok. Çünkü bilmeden, bildirmeden ona yaptıramayız. Şahmeran uğurun, bilgeliğin ve doğurganlığın temsili. Zamanda insanın kendi kişisine anahtarıdır. Yani her insan kendinin anahtarıdır ve o anahtarın içerisinde arayış vardır, aşk vardır, idrak vardır, ayrılmak vardır, birlik vardır, hayret vardır ve ölüm vardır. Bunu aynı zamanda hatırlatıyor. Yani bir nevi hatırlatıcıdır. Uğur, bereket, bilgelik ve doğurganlığı temsil etmesinin yanında kişiyi kendine de hatırlatır. Yani kendinden uzaklaştığı zaman kendine de yanaşmanı sağlar. Mardin deyince akla ilk gelen şeylerden bir tanesi Şahmerandır. Hatta Mardin’den önce mitolojik hikayelerle burası bilinir. Burada bizim konuştuğumuz dilin alfabesi yoktur mesela. O yüzden biz hafızamızı birbirimize anlatarak naklediyoruz. Yani var olan eski bilgileri ve yaşlı bilginleri dinleyerek birbirimize aktarıyoruz. Camı her fırça darbesiyle resimden uzaklaştırıyorsun ve yaptığın şey alt tarafta kalmış oluyor. Yani insanı da hatırlatıyor. Çünkü bittiği zaman olay bu şekilde oluyor. Bitirdiğimiz zaman bu görüntü ile karşılaşıyoruz. Ama ters çevrildiği zaman bir insanın görünen yüzü ve görünmeyen yüzü ile karşılaşıyoruz. Yani bir insanın iç dünyası ile dış dünyası arasındaki fark bizim elimizde. Dışarıdaki Şahmeran heykeli uluslararası bir çalışmaydı. İstanbullu bir prodüktör arkadaşımız Şahmeran ve Mardin’i beraber bütünleştirmek isteyip, sokak sanatı yapmak istedi. O dışarıda gördüğünüz onlardan bir tanesi. O da benim kendi çalışmam. Üzerini renklendirip, üzerine hikayesini yazmayı düşünmüştüm. Ama şu andaki var olan süreç biraz sıkıntılı olduğu için şu an beklemedeyiz” şeklinde konuştu.