“Kürtler, Kendi 6’lı Masasını Kurmalı”
Türkiye siyaseti 2023 seçimlerine hazırlanırken, partiler ise ittifaklara ilişin görüşlerini açıklamaya başladı.
Azadi Hareketi Genel Sekreteri Metin Pirani, Kürtler arasında bir masa kurulması gerektiğini belirterek, “Bizi ayıracak farklılıkların değil, birleştirecek temel taleplerin öne çıkarılması gerekiyor. Kürt dili bunları başında geliyor. Kürtçe anadilde eğitim talebi tüm Kürtlerin üzerinde ortaklaşacağı temel bir taleptir. Kültürel hakların kazanılması ve yerelin güçlendirilmesi gibi başlıklarda tüm Kürtler ortak bir paydada buluşabilir” dedi.
Kürt siyasetinde de seçim dönemine ve ittifaklara ilişkin açıklamalar gelmeye başladı. Azadi Hareketi Genel Sekreteri Metin Pirani, sosyal medya paylaşımında Kürtlerin 6’lı masaya yaklaşımına ilişkin, “Kürdler 6’lı masaya umut bağlayıp bir beklenti içinde olmak yerine, kendisine ait 6’lı masasını kurmalı, kurabilmeli! Sizce de iyi olmaz mı?” diye sorarak Kürtlerin bir masa etrafında toplanması gerektiğine işaret etti.
Kürt partileri arasındaki birlikteliğe değinen Pirani, Sur Ajans’a yaptığı değerlendirmede ittifaklar meselesine dair görüşlerini açıkladı.
‘KÜRTLERİN KENDİLERİNE AİT BİR MASASI OLMALI’
Kürt parti ve hareketlerinin 6’lı Masa ile ilişkilerini değerlendiren Pirani, “Kürtler 6’lı Masa’dan da Cumhur İttifakı’ndan da Millet İttifakı’ndan da umudunu kesmesinler. Ama esasta Kürtlerin kendilerine ait bir masası olmalı. Tabii Kürt siyasetinde de her anlayışın, grubun, partinin kendine göre bir anlayışı var. Bu kadar çok renge sahip olan Kürt milleti, bu kadar çok sözü olan, farklı bakış açıları olan bir milletin en azından böylesi anlarda bir masa etrafında toplanabilmeli. Kürt siyasetçileri milletin menfaatleri, maslahatı için birlikte hareket edebilmesini bilmeli. Bu bölük pörçüklük son bulmalı. Dünyanın her yerinde, tarihin her anında bu böyledir” diye konuştu.
‘BİZİ AYIRACAK FARKLILIKLARIN DEĞİL, BİRLEŞTİRECEK TEMEL TALEPLERİN ÖNE ÇIKARILMASI GEREKİYOR’
Kürtlerin bir masa etrafında toplanamamasının önündeki engellere ilişkin olarak Pirani, şunları söyledi: “Hala eskiye dayanan alışkanlıklar var. 50’li, 60’lı, 70’li yılların anlayışları mevcut. İkincisi daha önce yaşanan yan yana gelme durumlarında başarısızlıklar oldu. Taraflar görüşmelerden memnun ayrılmadı. Karşılıklı bir güvensizlik var. Yani, daha önceki birlik görüşmeleri tam anlamıyla oturmadı. 10 kişiyle başlayan birlik çalışmalarının sonunda 5’i gitti 5’i kaldı. Daha önceki seçim dönemlerinde bunlar yaşandı. Ayrıca, seçime endeksli bir masa kurulursa bunun ömrü de seçimle sınırlı olur. Oysa Kürtler arasındaki masa seçimi esas almamalı. Kürt milletinin menfaati ve maslahatları doğrultusunda uzun süreli hareket etmeli. Türkiye’de AK Parti’nin başını çektiği grup da CHP’nin başını çektiği grup da ölüm kalım mücadelesi yürütüyor. Bu tam da Kürtler için bir fırsattır. Anadilde eğitim, kültürel haklar, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi vs. bunlar reddedebilecekleri talepler değil. Bunlar, CHP’nin de AKP’nin de kabul edebileceği taleplerdir. Zaten bu partilerin kendileri söz konusu bu talepleri taahhüt ediyorlar. 6’lı masadaki partilerin programlarına bakın bu konuda ifadeleri var. Dolayısıyla Kürtler arasında ciddi bir birliktelik ve güç açığa çıktığında Cumhur İttifakı da Millet İttifakı da Kürtlerin taleplerini dikkate alacaklardır. Ama Kürtlerin bölük pörçük duruşu, dağınıklığı ve herkesin büyük abi rolleri oynaması bizim için maalesef iyi bir tablo değil. Kürtler seçime endeksli değil, uzun erimli birliktelikler için bir masa etrafında buluşmalı. Bizi ayıracak farklılıkların değil, birleştirecek temel taleplerin öne çıkarılması gerekiyor. Kürt dili bunları başında geliyor. Kürtçe anadilde eğitim talebi tüm Kürtlerin üzerinde ortaklaşacağı temel bir taleptir. Kültürel hakların kazanılması ve yerelin güçlendirilmesi gibi başlıklarda tüm Kürtler ortak bir paydada buluşabilir. Bizim bu talepler için bir araya gelmemiz lazım. İdeolojik ayrılıklar üzerine tartışmalar bizi bir yere götürmez. Bir araya geldiğimizde siyasal, ideolojik tartışmaları gündeme getirirsek işin içinden çıkamayız. Bizi bir arada tutacak olan dil ve kültürel haklar meselesidir. Kürtlerin dil ve kültürel haklarını ne Kürtler ne de Kürtlerin muhatap olduğu siyasal kesimler reddedebilir. Çünkü bunlar insani taleplerdir. Bu talepler bizi yan yana getirebilir, birleştirebilir. Kürtler arasındaki masayı bu talepler kuvvetlendirir. Bu masanın kaç ayaklı olacağı önemli değil, önemli olan böyle bir masanın kurulması ve bu gücün açığa çıkmasıdır.”
‘BİZE HENÜZ GELMEDİLER AMA BİZİM HÜDA PAR’A KAPIMIZ AÇIKTIR’
HÜDA PAR’ın Kürt partileri ziyaretini ise Pirani şöyle değerlendirdi: “Bu ziyaretleri, HÜDA PAR’ın bu yaklaşımını olumlu görüyorum. Tabii iyi kötü diye kategorize edersek bu ülkede herkesin kendine göre bir günahı vardır. Yine herkesin kendine göre bir gücü de vardır. Ayrımcı bir dil kullanmak yerine bir araya nasıl gelinebilir, bu konuda herkesin şapkasını önüne koyması gerekir. Bu kapsamda HÜDA PAR’ın yaklaşımını olumlu görüyorum. HÜDA PAR HDP’ye de gidebilmeli. Ama tabii kırılması gereken önyargılar var. Bize de henüz gelmediler ama bizim HÜDA PAR’a kapımız açıktır. HÜDA PAR Kürtlerde İslami kanadı temsil ettiğini iddia edebilir ve bu saha sadece benimdir de diyebilir. Farklı bir durum da olabilir; belki bizi parti statüsünde görmemiş de olabilir, bunu bilemiyoruz. Ama bizim onlara karşı bir önyargımız yok. Gelirlerse kapımız açıktır.”
‘HDP’NİN ÖNCELİĞİ İDEOLOJİ DEĞİL KÜRT HALKININ TEMEL TALEPLERİNİN KAZANIMI OLMALI’
AK Parti’nin son süreçte Anayasa değişiklik paketi üzerinden HDP ziyaretini değerlendiren Pirani, sözlerini şöyle sürdürdü: “HDP bu konuda esnek olabilmelidir. HDP, AK Parti’nin hükümet kuramadığı seçimler sonrasındaki ziyaretinde de kestirip atan bir tutum sergilemiş, “gelip kaçak çaylarını içer giderler” demişti. Oysa Kürtler mağdur bir millettir ve bu mağduriyetin giderilmesi gerekiyor. Bunu ya kendi imkanlarıyla ya da kendi gücü ve imkanlarının dışında gelişen durumlar karşısında hamle yaparak bu mağduriyeti giderecek adımlar atarlar. HDP, Kürtlerin hak kazanımları noktasında diyaloga daha açık olmalıydı. Bugün hükümetin ortağı o dönem MHP yerine HDP olabilirdi. Birkaç önce de yine HDP’nin kapısı başörtüsüyle ilgili Anayasa değişikliği konusunda çalındı. HDP yine geçmiştekine benzer bir tavır takındı. Ben bu yaklaşımı doğru görmüyorum. HDP’nin önceliği ideoloji değil Kürt halkının temel taleplerinin kazanımı olmalı. Halkın siyasal, kültürel, tarihsel, sosyolojik sorunlarının çözümü öncelikli olmalı, ideoloji ön planda tutulmamalı diye düşünüyorum. Katı ideolojik yaklaşım öne çıkan fırsatların tepilmesini beraberinde getiriyor. HDP son ziyarete iade-i ziyaret yapabilmeliydi. Siyaset esneklik gerektiriyor. Katı tutumlar 40 yıldır kaybettiriyor.”
‘BU MASA KÜRT HALKININ KÜLTÜRÜNÜ, TARİHSEL DEĞERLERİNİ ESAS ALMALI’
Kürtlerin arasında kurulacak bir masanın Kürt dilini esas alması gerektiğini ifade eden Pirani, son olarak şunları söyledi: “ Bu masa Kürt halkının kültürünü, tarihsel değerlerini esas almalı. Bu yaklaşım hem masanın oluşmasında bir kolaylık sağlar, uzun erimli olmasını güvenceler hem de masanın muhataplarla ilişkisini rahatlatır. Peşinen özerklik demek, devlet demek, ideolojik tartışmaların gündeme getirmek olmaz. Masanın kurulması ve birlikteliğin sürdürülebilmesi için esnek yol ve yöntemler geliştirilmelidir. Kürt kültürü, dili, tarihi üzerinden bir masa oluşursa başarılı olacağını düşünüyorum.”
‘ÖNCELİĞİMİZ KÜRTLERİN SEÇİME BİRLİKTE GİRMESİDİR’
Pirani, Azadi Hareketi’nin 2023 seçimlerine dönük duruşunu ise şöyle özetledi: “Seçim tarihi henüz açıklanmadı ve bizim de seçime dönük tavrımız konusunda belirlenmiş bir şey yok ama bizim önceliğimiz Kürtlerin seçime birlikte girmesidir. Kürtlerin birliği gerçekleşmezse ise biz bağımsız adaylarla seçime gireriz. Bu da olmazsa, Kürt diline, kültürüne önem veren, parti program ve tüzüğüne koyan, seçim vaatleri arasında Kürtlere somut kazanımlar sunan herhangi bir siyasi partiyi destekleyebiliriz.”