Dolar 32,5157
Euro 34,8762
Altın 2.432,52
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 17°C
Az Bulutlu
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Sal 16°C
Çar 18°C
Per 19°C
Cum 19°C

“İktidarımızda Refahı Tavana Değil Tabana Yayacağız”

“İktidarımızda Refahı Tavana Değil Tabana Yayacağız”
REKLAM ALANI
9 Kasım 2022 13:40
1.289

Avrupa temasları kapsamında Hollanda’nın Den Haag şehrine gelen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, burada gurbetçilerle bir araya gelerek Türkiye gündemine dair açıklamalarda bulundu, merak edilen soruları yanıtladı.

 

ARA REKLAM ALANI

Den Haag’da gurbetçilere hitap eden Yapıcıoğlu, iktidara gelmeleri durumunda neler yapacaklarını anlattı. Yapıcıoğlu gurbetçilerin sorularını yanıtlayarak merakları da giderdi.

 

Avrupa temaslarının son durağı olan Hollanda’da konuşan Yapıcıoğlu, partisinin hangi ideallerle yola çıktığını şu cümlelerle özetledi:

“2012 yılında partimizi kurduk. Yaklaşık 10 yıldır siyaset sahnesindeyiz. Yola çıktığımız zaman siyasete yeni bir ses, yeni bir nefes, yeni bir soluk ve yeni bir renk getirmek istedik. İstedik ki halkın arasında olumsuz bir şekilde nam yapmış siyaset dünyasının acaba itibarını yeniden biraz yükseltebilir miyiz diye. Neden itibar düşmüş? Çünkü memlekette gelir geçer bazı siyasi kaideler artık halk tarafından da kanıksanmış. Ben herkesi kastetmiyorum ama ehli siyasetin kahir ekseriyeti vatandaşın dikkatini celp edebilmek için ya da onları kendi safına çekebilmek için yalan olduğu çok belli olan şeyleri çok rahat şekilde söyleyebiliyorlar. Yerine getiremeyecekleri vaatlerde bulunmayı bir hak olarak kendilerinde görüyorlar. Ya da makamlara gelince insanlara tepeden bakmayı, halkın malı olan kamu malını kendi yandaşlarına dağıtmayı; bir hak, bir üslup olarak görüyorlar. Hatta o kadar yaygın bir şekilde bu yapıldı ki artık siyasete ilgi duyan ya da bazı siyasi hareketlere destek verenlerin siyasete girme, siyasilere destek verme gerekçesi de bu oldu. Bu anlamda biz dedik ki siyasete yeni bir ses, yeni bir nefes, yeni bir soluk getirelim; siyasete yeniden bir itibar kazandıralım. Bu yüzden dedik ki biz asla milletimize yalan söylemeyeceğiz, kimseyi kandırmayacağız, milletin malına el uzatmayacağız. Biz iktidara geldiğimizde şu hizmetleri yapacağız diye olur olmaz, gücümüzün yetip yetmeyeceği belli olmayan hizmetleri yapmak konusunda çok cesur değiliz. Çünkü biz bir şey yapacağız dersek onu yapmak zorundayız. Yapmayacağımız şeyi söylememeliyiz, siyasete biraz böyle bakıyoruz.”

 

“DOĞRU KİMDEN GELİRSE GELSİN DESTEK OLURUZ, YANLIŞI KİM YAPARSA YAPSIN KARŞI ÇIKARIZ”

 

Siyasi yolculuklarında dürüstlükten ödün vermediklerini, adaletsizliklerle de her zaman mücadele ettiklerini ifade eden Yapıcıoğlu, “2012 yılında siyaset sahnesine çıktık. ‘Dürüst siyaset gerçek adalet’ dedik. İnşaallah dürüstlükten ödün vermedik. ‘Gerçek adalet’ dedik, her alanda adaletsizliklerle mücadele ederken onlarla ilgili itirazlarımızı yükseltirken bir şeyin nasıl olması gerektiğini de söyledik. Yapılan şey yanlıştır, demekle yetinmedik. Doğrusunun ne olması gerektiğini de söyledik. Bu tarz bir siyasete belki çok kişi alışık değil ama inşallah yavaş yavaş alışacaklar. Mesela bizim şöyle bir muhalefet anlayışımız var: Biz sadece yanlışa muhalefet ederiz, biz bir muhalefet partisiyiz diye iktidarın doğru yaptığı şeylerde itiraz etmedik, eleştirmedik, itiraz etmeyeceğiz, eleştirmeyeceğiz. Doğru kimden gelirse gelsin destek oluruz, yanlışı kim yaparsa yapsın karşı çıkarız. Böyle bir siyaset anlayışımız var” şeklinde konuştu.

 

“BİZİM TERCİHİMİZ ISLAH EDİLMİŞ BAŞKANLIK SİSTEMİ”

 

Başkanlı ve parlamenter sistem ile ilgili sorulan bir soruyu yanıtlayan Yapıcıoğlu, tercihlerinin ıslah edilmiş başkanlık sistemi olduğunu söyleyerek, “Başkanlık sistemi ve parlamenter sistem bir tabu değildir. İkisi de mükemmel değildir. Her iki sistemle alakalı da eksiklikler var. Her iki sistemin de bir diğerine göre üstün olan tarafları var. Biz ilkesel olarak şunu diyoruz: Türkiye 70 yıla yakındır parlamenter sistem ile idare edildi. Bu 70 yıl içerisinde çok ciddi sıkıntılar yaşandı. Örneğin 367 krizi… Bu krizden sonra cumhurbaşkanını halk seçecek diye erken seçim yapıldı, bir anayasa değişikliği yapıldı. Halkın %69’u, ‘cumhurbaşkanını artık halk seçsin’ dedi. Zaten cumhurbaşkanını artık halk seçiyorsa ismi konulmamış olsa da yarı bir başkanlık sistemi vardı. Yani hem Cumhurbaşkanını halk seçiyor hem başbakanı halk seçiyor, böylece iki başlı idare ortaya çıktı. Sonra ‘Başkanlık sistemine geçelim’ denildi. O da yine mecliste bir çoğunlukla ve halkın onayıyla kabul edildi. Daha 1. dönem bitmeden bu sistemi istemiyoruz demeye başladılar. E zaten referandum zamanında da istememiştiniz, ama millet kabul etmişti onu ne yapacağız? Gerekçe olarak da ‘sistem kötü uygulanıyor’ diyorlar. 70 yıl parlamenter sistem uygulandı, o da kötü uygulandı. Şimdi 3 yılda bu sistemin bu kadar defosu ortaya çıktı mı gerçekten? Bu sistemde de sıkıntılı yönler var. Muhalefet yaptığı itirazlardan bir kısmında haklıdır. Bence bunlar da giderilebilir. Biz diyoruz ki bizim tercihimiz ıslah edilmiş başkanlık sistemi” dedi.

 

“HALK NASIL İSTİYORSA ÖYLE İDARE EDİLMEK ZORUNDADIR”

 

Siyasetin bazı kurallarının değişmesi gerektiğini ve gerçek cumhuriyet tanımını açıklayıp idarecilerin nasıl halkı yönetmesi gerektiğini anlatan Yapıcıoğlu, “Cumhuriyetin en temel tarifi, halkın kendi idarecilerini seçmesidir. Bir kişi kendi idarecisini seçiyorsa bunun adı cumhuriyettir. Biz parti programımızda şunu dedik: Gerçek bir Cumhuriyet rejiminde idare edenler, halkın adına memleketi idare ederler. Öyleyse onlar halkın istekleri doğrultusunda bu işi yapmak zorundadırlar. Madem Cumhuriyet halkın kendi idarecisini seçmesidir, o zaman seçilen idareci halka ‘sen şunu yapamazsın, böyle giyinemezsin’ diye dayatmada bulunamaz. Buna hakkı yoktur. Halk nasıl istiyorsa öyle idare edilmek zorundadır. Aksi halde kendi yetkisini, görevinin sınırlarını aşmak suretiyle kötüye kullanmış olur. Bir de çıkıp diyorlar ki, ‘Biz buranın sahibiyiz. Kimsenin değiştiremeyeceği şu kurallar vardır. O kuralları da biz koyarız.’ Biz de diyoruz ki, ‘Sen kimsin ya! Kim sana bu hakkı verdi? Ne için senin kutsalın olan kurallar değişmiyor, değiştirilemiyor? Sisteme alternatif olduğumuzu söylediğimiz şey bu algoritmanın değişmesidir. Özet olarak bunları söyleyebilirim. Ayrıntılar parti programımızda” ifadelerini kullandı.

 

“20-25 YIL BU TOPLUMA EVLAT YETİŞTİREN İNSANLARIN EMEKLİ OLMAYA HAKKI YOK MU?”

 

Gençlere evlilik yönündeki vaatleri ve 25 yıl evli hanımlara emeklilik projelerini açıklayan Yapıcıoğlu, “Mesela herkes gençlere ‘iş ve aş’ diyor. Biz de diyoruz ki gençlere; ‘iş, aş ve eş.’ Diyoruz ki, gençlerin evliliğinin önündeki engeller kaldırılsın, gençlerin evlenmesi kolaylaştırılsın. Biz gelirsek gücümüz yeterse şunu yapacağız: Şu anda Türkiye’de geriye mirasçı bırakmadan vefat edenlerin mirası hazineye kalıyor. Biz bir fon oluşturacağız, o fon maddi imkânsızlıklar nedeniyle evlenemeyen gençlerin evlendirilmesinde kullanılacak ve o miras oraya aktarılacak. Bu yeter mi? Tabi ki yetmez. Başka kaynaklar da oluşturacağız. Diyoruz ki, 25 yıl evli kalan kadınlara emeklilik hakkı vereceğiz. 20-25 yıl bir tavuk çiftliğinde tavuk yetiştiren ya da yumurta toplayan birisi emekli olabiliyor. 20-25 yıl bu topluma evlat yetiştiren insanların emekli olmaya hakkı yok mu? İnsan yetiştirmenin tavuk yetiştirmek kadar değeri yok mu? Mesela biz diyoruz ki, üniversite okuyan gençlerin de evlenebilmesi için evli yurtları olmalı. Bir artı bir… Biz böyle somut şeyler söylüyoruz” dedi.

 

Asgari ücretlilerin dolaylı vergi vermesinin de önüne geçeceklerini belirten Yapıcıoğlu, refahı tabana yayacaklarını belirterek, “Biz uzun zaman şunu söyledik: Asgari ücretten vergi alınmamalı. 2022 yılının başında askeri ücretten vergi almaktan vazgeçtiler. Şu anda diyoruz ki, ‘Tamam, asgari ücretten vergi kesilmiyor, ama asgari ücretliden yine vergi kesiliyor.’ Bu nasıl oluyor? Asgari ücretli harcarken vergi veriyor. Türkiye’de toplanan her 3 liralık vergiden 2 lirası dolaylı vergi. Bu ne demek? Siz kazanınca değil harcarken vergi veriyorsunuz. Harcarken vergi verdiği için kişi vergi verdiğinin farkında da değil. Diyoruz ki, biz gelirsek asgari ücretli dolaylı vergi de vermeyecek. Onlar diyorlar ki, taban vergiyi versin, tavan da teşvikleri alsın. Biz gelirsek vergiyi tavandan alacağız, refahı tabana yayacağız. Aslında bunlar slogan gibi cümleler, biz yapamayacağımız şeyleri söylemeyiz” diye konuştu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.