DTSO’dan Cumhurbaşkanı’na Çağrı: “Bölgedeki Maden Kaynaklarını Yerel Odalar Ve Yatırımcılar İşletsin”
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, bölgedeki maden kaynaklarının yerel odalar ve yatırımcıların işletmesi için çağrıda bulundu.
DTSO Başkanı Mehmet Kaya, Diyarbakır’ın Ergani ilçesi ve komşu il Elazığ’ın Maden ilçesi krom, bakır, demir ve mermer yatakları yönünden oldukça zengin olduğunu belirtti.
Özellikle Ergani ilçesinde dünyanın en eski bakır madeni işletmesi olduğu gibi, tenor bakımından da en zengin cevherine sahip olduğunu vurgulayan Kaya, “Bakır ve krom madeni yatakları Ergani ve Maden ilçelerinin yakınlarından geçen Dicle nehri vadisindedir. Birçok maden rezervine sahip ilimiz ve çevre illerde başta mermer olmak üzere, madencilik sektöründeki yatırımlar da her geçen gün artmaktadır. Bölge ihracatındaki önemli payı kadar istihdam oranı ile de öne çıkan madencilik sektörü ülkemiz ekonomisine önemli katkı sağlamaktadır. Bu derecede önemli bir sektörü Odamız ile birlikte bölgedeki Ticaret ve Sanayi Odaları, meslek örgütleri ve iş insanlarının ortak girişimleri ile daha ileri seviyeye taşımak, katma değerini bölgemiz ve ülkemiz ekonomisine kazandırmak için çalışmalarımız devam etmektedir” dedi.
Kaya, odalar, sektör temsilcisi, sivil toplum örgütleri ve üyelerinde oluşan bir konsorsiyum marifetiyle bölgedeki maden rezervlerini yeniden işletmek ve ekonomiye kazandırma yönündeki çabalarının yoğunlaştığı bir dönemde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşletmeleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından söz konusu maden sahalarının raporlama ve sondaj çalışmalarını tamamlanmadan ihaleye çıkarıldığını ifade etti. Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ergani ilçesine 10 kilometre mesafede olan i ER:3419460 Sayılı IV. Grup Maden Sahasının bu kadar kısa sürede ve bu koşullarda ihaleye çıkması rekabete engel teşkil etmekte, yerel firmaların ihaleye girmeleri zorlaştırmaktadır. Ayrıca ihale şartnamesindeki bazı maddelerin ihaleye girmek isteyen firmaları engelleyecek niteliktedir. Özellikle sürenin kısalığı ve ÇED belgesi alınmaması durumunda teminatın irat kaydedileceği şartı yerel firmaları ihaleye girme konusunda tereddüde sokmaktadır. Belirtilen sahada üretim yönteminin herhangi bir rezerv kaybına yol açmadan projelendirilip gerekli AR-GE çalışmaları tamamlandıktan sonra ihale edilmesi ülke çıkarları açısından uygun daha olacaktır. Bölge yatırımcıları dışında bir yatırımcının ihaleyi alması durumunda işletme yöntemi, bölge koşullarını bilmemesi, uzun süreli bir yatırım projesi oluşturmada aksaklıklara neden olabilecektir. Ayrıca Türkiye’deki vergi sisteminden kaynaklı ülkemize yatırım ve vergi yükümlülüklerini yerine getirmemek gibi sorunlar ile de karşılaşılabilecektir.”
Geçmişte benzer yöntemlerle özelleştirilen birçok tesisin zamanla atıl duruma düştüğünü ileri süren Kaya, “Yerel kalkınmaya katkı sunmadıkları hafızalarımızda hala canlıyken, bölgenin meslek örgütlerinin görüş ve önerilerinin alınmadığı, raporlamaların henüz tamamlanmadığı bir ihale süreci ile maden alanlarının ihale edilmesi bölgemiz ve ülkemiz ekonomisine yarar sağlamayacağı endişesini taşımaktayız. Bölgesel kalkınmayı teşvik etmek, üretim ve istihdam potansiyelini arttırmak ancak ve ancak yerel dinamiklerle mümkün olabilir. Bizler yereldeki meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör işbirliği ile maden kaynaklarını işletmek, yerelden kalkınmayı desteklemek arzusundayız. Bu nedenle başta Diyarbakır ve Elazığ olmak üzere, bölgemizdeki demir, bakır, krom ve diğer maden sahalarını işletmeye talip olduğumuzu belirtmek isteriz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce demir, krom ve bakır gibi maden sahaları işletilmek üzere ihale edilirken yereldeki konsorsiyum ve çok ortaklı girişimlere öncelik verilmesini arz ve talep etmekteyiz” ifadelerini kullandı.