“Diyarbakır, Ankara’dan Uzaktan Kumandayla Yönetilmez”
Hür Dava Partisi (HÜDAPAR) Diyarbakır İl Başkanı Faruk Dinç, Diyarbakır üzerine Sonhaberlerim.com haber sitesine özel ve önemli açıklamalarda bulundu.
ÖZEL HABER: SEYFETTİN EKEN
Başkan Dinç, yaptığı açıklamada Diyarbakır’a son yıllarda yapılan atamaların halkta karşılık bulamadığını, vatandaşların bu atananları benimsemediğini, Ankara’nın Diyarbakır’a atamalar yapmadan önce buradaki insanlara kulak vermesi gerektiğini, Diyarbakır’ın gizli bir el tarafından bilinçli olarak hizmetsizliğe ve geri bırakılmaya çalışıldığını belirtti.
İşte 13 başlık altında HÜDAPAR İl Başkanı Ecz. Faruk Dinç ile yaptığımız dopdolu röportajın detayları;
“HALKIMIZ İLE SIK SIK İLETİŞİMDE OLMAYA ÇALIŞIYORUZ”
HÜDAPAR olarak Diyarbakır halkının sorunlarına kulak verdiğini belirten Başkan Dinç; “HÜDAPAR olarak Elhamdülillah hem merkez hem de taşradaki ilçelerimizde, köylerde ve mezralarda çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Ben il başkanı olarak çalışmalarda gerek merkezdeki ilçeler gerekse de kırsaldaki ilçelere gittiğimizde hem esnaf ziyaretleri gerçekleştiriyoruz hem de o ilçede bulunan odaları, kamu kurumu yetkililerini ziyaret ediyoruz. Sorun ve sıkıntıları kim bize ne demişler cümlesine karışmadan ilçede yetkili kimse ona aktarıyoruz. Tüm ilçelerimize bizzat kendim gidiyorum. Şu anda hangi ilçede sıkıntı var derseniz bile hepsini biliyoruz. Çünkü vatandaşlarımız ile sık sık iletişim halinde olmaya dikkat ediyoruz.”
“SİYASİ PARTİLER SADECE SANDIKTA RAKİP OLMALIDIR”
CHP Diyarbakır İl Başkanı öncülüğünde yapılan yerel ittifak toplantılarına kentin sorunlarını konuşmak ve bu sorunların çözümü üzerine istişare etmek için katıldığını aktaran Dinç; “Öncelikle şunu düzeltelim Bu bir ittifak değil. Diyarbakır’ımızın sorunlarını konuşabileceğimiz ortak paydada buluşabileceğimizi düşündüğüm için o toplantıya katıldım. Elhamdülillah bizim partimiz istişare partisidir. İslam’ı ölçü alan bir partiyiz. Diyarbakır’ın sorunlarını konuşmak için kentteki birçok siyasi partinin temsilcileri ile bir araya geldik. Bir yerde bir hizmet varsa bizimde çizgimiz topluma hizmettir. Topluma hizmet olacaksa, insanlığa faydalı olacak çalışmalar varsa biz varız dedik. Bunu yapan parti ismi fark etmez bizim için, her zaman destekleriz. Biz Parti’nin değil toplumun çıkarını önemseyen ve önceleyen bir anlayışa sahip partiyiz. Biz topluma hizmeti siyaset üstü bir şey olarak görüyoruz. İşte diğer partilerin bizi anlamadıkları konu burası. Biz diyoruz ki siyasi partilerin amacı topluma hizmet etmesi olmalı. Siyasi partiler sadece sandıkta rakiptir, onun dışında hizmette yarışmalıdırlar. Ama maalesef bugün ülkemizde siyaset böyle işlemiyor, bu da bizi yürekten üzüyor. Keşke böyle olmasaydı, keşke Türk siyasi partileri topluma hizmet etmek için yarışsaydı. Ama bugün siyasi partiler bu benim adamım doğru söylüyor, diğerleri de bu şekilde kutuplaştırılmıştır. Bizim için bu doğru değildir. Kim doğru söylüyorsa biz ona inanırız. HÜDAPAR olarak bizde adamcılık yok. Bizim ittifak anlayışımız İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık yapan hiç kimseyle ittifak yapmayız. Ama topluma hizmet etmek noktasında biz herkesle anlaşırız” şeklinde konuştu.
“BİZE GÖRE EKONOMİNİN BEL KEMİĞİ DENK BÜTÇEDİR”
Hüdapar olarak ülkemizin yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip kendine yeten büyük büyük bir ülke olduğunu belirten Dinç; “Ülkemiz, kendine yettiği için biz diyoruz ki yerel üretim arttırılmalı, yerel esnaf desteklenmelidir. Denk bütçe sağlanmalıdır. Ekonominin bel kemiği denk bütçedir. Bugün ülkemizde denk bütçe sistemi olsaydı bu halde olmazdık. Örneğin caddelerimizin ortasındaki orta refüjlerde ekilen çiçekler ve kaldırım taşları sürekli kaldırılıp yeniden yapılıyor. Dış borç edip onun faizini ödemek yerine biz diyoruz ki ayağını yorganına göre uzatın. Gerekirse ben bu kaldırımları yenilemem, bu çiçekleri yeniden dikmem, o faizi de ödemem. Bugün dışa bağımlı olduğumuz için dış güçlerin atacağı bir Tweet ile ülkemizin ekonomisi sarsılıyor. Denk bütçenin sağlanması, yerel esnafın desteklenmesi, üretim ve istihdamın artırılması ve dışa bağımlılığı da kesmenin bir yolunu bulursak ülkemiz düzlüğe çıkacaktır. Ekonomizin iyileşmesinin bir diğer seçeneği de komşu ülkelerimiz ile aramızın iyi olmasının gerekliliğine bağlıdır” diye konuştu.
“BAŞKANLIK SİSTEMİNDEKİ SORUNLAR GİDERİLEREK İYİLEŞTİRİLSİN”
Bugün muhalefet partilerinin bu hükümet giderse, başkanlık sistemi giderse ekonomi dört dörtlük olur demelerinin tamamen bir algı ve manipülasyondan ibaret olduğuna değinen Dinç; “Bizim için başkanlık sistemi ya da parlamenter sistem bir tabu değildir. Ülkemiz yıllarca parlamenter sistemlerle yönetildi. Biz diyoruz ki başkanlık sistemi iyileştirilmelidir. Bu ülke 70 yıla yakın parlementer sistemlerle yönetildi, biraz da başkanlık sistemi ile yönetilsin. Parlamenter sistemlerde ekonomik krizler faili meçhuller ve benzeri birçok sorun sıkıntı yaşandı zamanında. Parlamenter sistem diyenlerin işlerini bilmiyoruz ama burada farklı bir amaç ortaya çıkıyor sanki. Parlamenter sistemlerin sıkıntıları olduğu gibi başkanlık sisteminin de sıkıntıları illaki vardır ama başkanlık sistemi iyileştirilirmesinde fayda vardır. Bizim talebimiz başkanlık sisteminin sorunlarının çözülmesidir.
“DİYARBAKIR’A YAPILAN ATAMALARIN KABUL EDİLEBİLİR HİÇ BİR TARAFI YOKTUR”
Son yıllarda devlet kurumlarına atanan ithal bürokratların iyi niyetli olmadan sürekli arttığını aktaran Dinç şu şekilde konuştu; “Biz Türkiye’nin dört bir yanından işi bilen, projelere hakim insanların Diyarbakır’a gelmesinden tabii ki memnun oluruz. Ancak bir değil, iki değil, üç, beş, altı olunca burada da bir iyi niyet görmemiz mümkün değil. Diyarbakırlı, kalifiyeli, etkin işi bilen birçok insan muhakkak vardır. Diyarbakır Ankara’dan yönetilmez. Ankara’dan uzaktan kumanda ile Diyarbakır’ın yönetilemeyeceğini her zaman dile getiriyoruz. Bunu raporlar halinde yetkililere sunuyoruz. Diyarbakır’la ilgili kararlar alındığında ya da alınacaksa biz buradaki kanaat önderleri, STK’lar ve yetkin kişilerin görüşleri alınarak karar verilmesini doğru buluyoruz. Bugün Diyarbakır’a yapılan atamaların kabul edilebilir hiç bir tarafı yoktur. Dışarıdan gelen bürokratlar, Diyarbakır halkının yararına ne kadar sağlıklı kararlar verebilir. Bunu bir aile üzerinden düşündüğün zaman dışarıdan biri, bir ailenin içini ne kadar yönetebilirse dışardan gelen bürokratlar da Diyarbakır’ı bu kadar yönetebilir. Yerel halkla istişare edilmediği sürece bu Diyarbakır’a en zeki, yetkili kişi dahi olsa dışardan gelenler muhteşem fikirleri de olsa Diyarbakır’ı yönetemez. Bu memleketteki insanların fikirleri alınmadan hayatta yönetilmez. Diyarbakır’a atanan kişilerin halkla iç içe olması, istişare halinde olması Diyarbakır için çok güzel ve başarılı sonuçlar doğurabilir, mükemmel projeleri olmasa dahi.”
“DİYARBAKIR’DA SAĞLIK TAM BİR FİYASKO DURUMUNDA”
Diyarbakır’ın sağlığıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Dinç; “Kentimizin sağlık konusundaki tüm sorunlarını belirleyip yetkililerle görüştük. MHRS denilen sistemi ile bir doktor 40 kişiye tedavi hizmeti veriyor. Ben o zaman hesapladım, Diyarbakır’da 100 doktor vardı. Koskoca 2 milyon nüfusa 100 doktor. Biz 2 milyon diyoruz ama gerek yurt içinden gerek yurt dışından özellikle Irak’tan sağlık turizmi dediğimiz turistlerle birlikte Diyarbakır’da nüfus günde 4 veya 5 milyona dayanıyor. Yani Bu nüfusa 100 doktorla tedavi hizmeti vermeye çalışmak tam bir fiyaskodur” dedi.
“VATANDAŞLARIMIZ BİLİNÇLİ BİR ŞEKİLDE ÖZEL HASTANELERE MAHKUM EDİLİYOR”
Diyarbakır’da doktor sayısının az olması bir tarafa devlet hastanelerinin vatandaşa yeterince hizmet etmediğini vurgulayan Dinç; “Diyarbakır sağlık politikası konusunda kilitlenmiş. İnsanlarımızın devlet hastanelerine, kamu kurum ve kuruluşlarına güveni kalmamış. İnsanlarımız bilinçli olarak özel hastanelere mahkum edilmiş ve mecbur ediliyor. Bu kadar bangır bangır bağırmamıza rağmen hala bu sorun çözülmüyorsa demek ki burada bir art niyet var. Özel hastanelere gidiyorsunuz, tıklım tıklım doktorlar hepsi çalışıyor. Ama devlet hastanelerine gittiğim zaman hiç kimse olmamasına rağmen vatandaşımız randevu alamıyor. Tabii bu sorunun derinine inmek lazım, sonuçlar üzerinden bakmamak gerekir. Burada ek ödemelerin doğru yatırılmamasının da etkili olduğunu düşünüyorum. Zaten ekonomik kriz içindeyiz, halkın alım gücü yok ama bilinçli olarak özel hastanelere mahkûm ediliyoruz. Bu konuda biz İl sağlık müdürüne bir rapor sunduk. Bu raporun içerisinde yolsuzluklar konusunda da bilgi verdim. Müdür Bey’in bana söylediği şey burası Diyarbakır’dır, yapacak bir şey yok. Bu Diyarbakır’a yapılan bir kötülüktür. Diyarbakır halkı bunu hak etmiyor. Diyarbakır halkının HÜDA-PAR’a ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.
“DİYARBAKIR’IN GENÇLERİNİ KALDIRIMLARA KURBAN ETMEYİN”
Diyarbakır’a atanmışların yeterince hizmet etmediklerini belirten Dinç; “Biz kayyumların Diyarbakır’a yaptığı hizmetlerden memnun olsaydık bu kadar sorunlardan dem vurmazdık. Mesele burada kayyumlar veya öncekiler değil mesele Diyarbakır’a hizmet edilememesi. Biz diyoruz ki bu gençleri bu kaldırımlara kurban etmeyin. Bunu yapmak için çok büyük bir zekaya sahip olmaya gerek yok. Basit bir şey söyleyeyim, belediye olarak bir tavuk çiftliği açın. Bu tavuk çiftliği ile öncelikle bir sürü istihdam sağlamış olursunuz. Sonra bu çiftlikte üretilen tavukların etini belediyenin açacağı marketlere koyarak ucuza vatandaşa satarsınız. Bu tavuğun yumurtalarını raflara koyarak vatandaşın ucuz yumurtaya ulaşmasını sağlamış olursunuz. Bu kadar basit şeyi bir kaldırım değiştirme parasına yapabilirsiniz Yani bu tavuk çiftliği için büyük paralar harcamaya gerek yok. Diyarbakır’da kaldırımlar iki ayda bir yıkılıp yenileniyor ve Diyarbakır’a hizmet için gönderilen özellikle Kayapınar sınırları içerisinde Kayapınar Belediyesi tarafından paralar boşa çarçur ediliyor. Yani demek istediğim şu yapılan hizmetler rantlara kurban ediliyor. Sırf rant elde edilsin diye bu kaldırımları niye ayda bir, iki ayda bir değiştiriyorsunuz.”
“BU SİSTEM ZULÜMDEN BAŞKA BİR ŞEY DOĞURMUYOR”
Bugün Diyarbakır’daki siyasilerin amacının koltuklarını sağlamda tutmak olduğunu aktaran Dinç; “Siyasilerin hiç bir zaman vatandaşa sağlıklı hizmet etmek gibi bir dertleri olmadı. Ama biz HÜDAPAR olarak bu konuda vicdanım rahat. Biz HÜDAPAR olarak hiçbir siyasi partinin alternatifi değiliz, biz bu sistemin alternatifiyiz. Bu sistem bir tren gibi gidiyor, sadece makinist değişiyor, bu böyle gitmez. Bu sistem yıllardır gidiyor ve zulümden başka bir şey doğurmuyor. Bugünkü Türkiye’nin içinde olduğu krizi ve daha önceki krizleri doğuran aslında kapitalist sistemdir. Kapitalist sistemin gözü senin cebindeki paradadır. Yani parayı faize ver, cebindeki parayı çek. Oysa İslam iktisatı diyor ki parayı cebinden çekme, infak et, paylaş. Faiz haramdır, Allah ve peygambere savaş açmaktır, bunun önünü kes. Toplum ancak böyle düzelir. İslam iktisatını uyguladığımız takdirde hiç bir sorunumuz kalmayacak” şeklinde konuştu.
“DİYARBAKIR’IN EN ÖNEMLİ SORUNU İŞSİZLİK SORUNUDUR”
Kendisine göre Diyarbakır’ın en önemli sorununun işsizlik olduğunu ifade eden Dinç; “Bir önceki seçilenler, Kürtlerin mağduriyeti üzerinden siyaset yaparak Diyarbakır’a hizmet etmediler. Sonrakiler de onların antisi olduğu için ona göre bir politika izledi ve izlemeye de devam ediyor. Biz diyoruz ki hiçbir etnik köken ayırt etmeksizin bu topluma hizmet edilsin. Diyarbakır’da en önemli sorun işsizlik sorunudur. Türkiye geneli yüzde 8 iken Diyarbakır’da bu oran iki katıdır.
“GİZLİ BİR EL DİYARBAKIR’IN GELİŞMESİNİ ÖNLÜYOR”
Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu ile Doğu illerinin gelişmesini istemeyen gizli bir elin olduğunu söyleyen Dinç; “Ekonomi konusu, işsizlik konusu var. Bu konuda bir GAP projesi var, 1970’lerde ortaya atılan. Diğer bölgelerde projeler tamamlanırken bölgemizde GAP projesi hala tamamlanmadı. Eğer bu GAP projesi tamamlansaydı 3.8 milyon istihdam sağlayacaktı. Bunu 4 milyon olarak sayarsak ve her evde de 5 kişi olduğunu düşününce GAP projesi ile 20 milyon insan kazanmış olacak. Bu GAP projesi tek bitseydi, ülkemizin de bölgemizin de hiç bir sorunu kalmazdı. Gençlerimiz, mevsimlik işçilerimiz Batı’ya çalışmaya gitmek zorunda kalmazdı. Bir el bilinçli olarak Diyarbakır’a müdahale ederek buranın gelişmesini istemiyor. Biz böyle inanıyoruz. Bu proje 2000’de bitecekti bitmedi, 2012’de bitecekti bitmedi. Hiç kimse bir türlü bitiremedi. Birileri bitirtmiyor” açıklamasında bulundu.
“VATANDAŞA KULAN VERİN”
Siyasilere çağrıda bulunan Dinç; “Diyarbakır vekilleri ve valisine çağrıda bulunuyorum. Diyarbakır halkı için onlara tek çağrımız var. Bu kentteki vatandaşa kulak verin. Bu halk ne istiyor, bir dinlesinler. Bir STK, bir kanaat önderine kulak versinler, bu kentin hiç bir sorunu kalmaz” ifadelerini kullandı.
“ERKEN SEÇİME HAZIRIZ
Son olarak erken seçim konusuna değinen Dinç; “Erken seçim olsa da olmasa da HÜDAPAR olarak, her zaman tüm teşkilatlarımız ile seçimlere hazırız.”