DEVA Partisi: “HDP’den Sonra Bölgede İkinci Partiyiz”

DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen, bir buçuk yılda 15 bin resmi üye ve gönüllü çalışan ile kısa zamanda bölgede ciddi bir karşılık bulduklarını ve sandıktan HDP’den sonra bölgedeki ikinci parti olarak çıkacaklarını söyledi.

Rawest Araştırma’nın Diyarbakır, Urfa, Mardin ve Van illerinde yürüttüğü saha çalışmasının sonuçları AK Partinin bölgede oylarının önemli bir bölümünü kaybettiğini gösterirken, AK Partiden kopan kitlenin ise ağırlıklı olarak DEVA ve Gelecek Partisine gittiği görülüyor.

Söz konusu anket sonuçlarına göre bölgedeki oylarını katladığı görülen DEVA (Demokrasi ve Atılım) Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen, Cumhur İttifakı’nın olası bir seçimde bölgede esamesinin okunmayacağını ve HDP’nin ardından ikinci partinin DEVA olacağını söyledi. Ülsen, “Bugün belli oylarını muhafaza ediyor gibi görünebilir ama yüzde 11’den daha fazla kayıp yaşanacağını düşünüyorum. Yine seçim zamanıyla birlikte ciddi bir çözülmenin olacağını düşünüyorum. AK Parti artık bölgede karşılığı olmayan bir siyasi partidir. Önceki siyasi partilerde olduğu gibi, o siyasi parti çöplüğünde yerini bulacağını da çok net bir şekilde söyleyebilirim” dedi.

RAWEST ARAŞTIRMA, HAZİRAN 2022 SAHA ÇALIŞMASI

Rawest Araştırma, Haziran 2022’de Diyarbakır, Urfa, Mardin ve Van illerinde yürüttüğü araştırmanın sonuçlarını Temmuz sonunda yayınladı. Anket sonuçlarına göre, AK Parti yüzde 11 oy kaybı yaşarken, CHP ise oylarını yüzde 2,7’den, 9,8’e yükseltti. Anket sonucuna göre AK Parti’nin oy oranı yüzde 34,7’den 23,8’e düşerken, karşılaştırmalı anket sonucuna göre 2018 seçimlerine kıyasla AK Parti yüzde 11 oranında oy kaybı yaşadı. Ankette HDP’nin oy oranı ise yüzde 51,3 olarak ölçüldü. 2018 Haziran’da HDP’nin oyu yüzde 52,4 idi. Anket sonuçlarına göre, MHP’nin 2018 karşılaştırılmalı seçim sonuçlarına göre oyu yüzde 4,3’ten yüzde 1,9’a düştü. Ankete göre, İYİ Parti’nin oy oranı ise 1,8’den, 2,1’e yükseliyor. Saadet Partisi’nin oyu da ankete göre yüzde 1,0 olarak ölçüldü. Saadet Partisinin 2018 oyu yüzde 1,2 idi. Ankete göre Gelecek Partisinin oy oranı ise yüzde 2,6 olarak ölçüldü. Ankette Deva Partisinin oy oranının ise yüzde 4,7 ile ciddi şekilde arttığı görüldü.

DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen, partisinin anket sonuçlarına yansıyan yükselişini, Diyarbakır ve bölgedeki çalışmalarını, Kürt seçmenlerin partisine olan ilgisini ve sandık güvenliği üzerine hazırlık çalışmalarını Sur Ajans’a değerlendirdi.

‘İNSANLAR EKONOMİK KRİZDEN ÖNCE, HAK, HUKUK, ÖZGÜRLÜK MESELESİ VE KÜRT MESELESİNİN ÇÖZÜMÜNÜ İSTİYOR’

DEVA Partisinin Diyarbakır ve Bölge illerinde yoğun bir çalışma içerisinde olduğunu ifade eden Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen, şunları söyledi: “DEVA Partisinin genel teşkilatlanması içerisinde üye sayısı olarak da yapılan saha çalışmaları olarak da insanların teveccühü olarak da DEVA Partisi çok büyük bir güç olarak gelmeye başladı. Diyarbakır’daki üye sayımız bir buçuk yılsa 13 binin üzerine çıktı. Diyarbakır’daki diğer siyasi partileri göz önüne bulundurduğumuzda hiç kimsenin ulaşamadığı üye sayısı. Bunu zaman ve teveccüh olarak söylüyorum. Üye sayımız Şanlıurfa’da 14 bine yaklaşıyor. Teşkilatlar içinde İstanbul’dan sonra Şanlıurfa ikinci, Diyarbakır ise üçüncü büyük teşkilat olarak yer alıyor. Teşkilatlanmadaki ilk 10 sıralamaya baktığımızda Batman, Mardin ve Siirt’te de çok ciddi bir teveccühün olduğunu görebiliyoruz. Aslında bunun 2 sebebi var. Bir, DEVA Partisinin bölgeye vermiş olduğu mesajlar karşılık alıyor. Özellikle Kürt meselesi, hak ve özgürlükler meselesi bağlamında. İkinci de varolan ekonomik krizin kim tarafından ve ne şekilde çözüleceğine dair insanlarda Ali Babacan’ın ve DEVA Partisinin ortaya koymuş olduğu plan ve programların tesiri. Biz sahaya indiğimizde başından beri şunu söylüyoruz. Bölgede 2 önemli mesele var. Ekonomik krizin en can alıcı olduğu dönemde dahi insanlar hak, hukuk, özgürlük meselesi ve Kürt meselesinin çözümünü istiyor. Daha sonra ekonomik meseleleri, işsizlik, istihdam, bölgesel kalınma meselelerinde, tüm bunları çözebilecek plan ve programa sahip olan tek partinin DEVA Partisi olduğunu söylüyoruz. Bunun da karşılığını sahada çok ciddi şekilde de alıyoruz. Yapmış olduğumuz esnaf ziyaretlerinde, vatandaş ziyaretlerinde, köy ziyaretlerinde insanların sormuş oldukları bütün bu sorulara cevap verebilecek nitelikte bir plan ve programla biz sahaya iniyoruz.”

‘SOMUT, YAPILABİLİR, GERÇEKÇİ ÇÖZÜMLERLE BUNU ÇÖZMEYE ÇALIŞIYORUZ’

Partisinin toplumsal sorunların çözümüne dair eylem planları ile sahada olduğunu ve yurttaşlardan karşılık bulduklarını ifade eden Ülsen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde hiş bir siyasi partinin yapmadığı şeyleri yapıyor şuanda DEVA Partisi. Biz bugüne kadar 11 tane eylem planı açıkladık. Sağlıktan tutun da ekonomiye kadar, adaletten Kanun Hükmünde Kararnamelerle ihraç edilen insanların hukuki durumunu nasıl düzelteceğimize kadar ciddi bir plan ve programla sahaya gidiyoruz. Bunu niye yapıyoruz, biz aslında insanlara şu mesajı veriyoruz; DEVA Partisi olası bir seçimden sonra iktidara geldiğinde bütün alanlarda sorunları biliyor ve sorunlara dair çözüm önerilerini de ortaya sunuyor. Biz kuru hamasetle ve sloganik bir şekilde davranmıyoruz. Bütün plan ve programlarda şunu yapıyoruz: Zamanını, ne şekilde çözeceğimizi, eğer bir bütçe gerektiriyorsa nasıl bir bütçeyle çözeceğimizi ve bu bütçeyi nereden temin edeceğimize kadar ayrıntılı bir şekilde sunuyoruz. Bölgede hak, hukuk ve Kürt meselesine ilişkin ciddi bir karşılık var. Çözüm süreci pratiği var. Bölgenin, sistemle, devletle, devlet aklıyla ilgili ciddi soru işaretleri var. Deva Partisi parti programından başlayarak Kürt meselesini nasıl çözeceğini de ortaya koyuyor. Biz ne diyoruz, anadilde eğitim. Anadilde eğitimle ilgili yasal, anayasal bir düzenleme getirilmesi gerekiyor. Biz ne diyoruz, vatandaşlık tanımının değiştirilmesi, nötralize edilmesi gerekiyor. Biz ne diyoruz; kayyumlar, yerel yönetim konusunda. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiğini söylüyoruz. 2010’ların başında Valiyi merkezden değil de yerelden seçmek gerektiğine dair konuşmalardan bugün belediyelere kayyum atamalarına gelen bir süreç var. Bu anti demokratik bir süreçtir. Biz yerel yönetimlerin güçlendirilmesini talep ediyoruz ve dördüncü ayakta çözüm sürecinin işletilmesi ve rehabilite edilmesine dair somut önerilerimiz var. Bunları dile getirirken de çözüm odaklı ve bu meseleyi de kesinlikle varolan dinamiklerle çözebileceğimizi söylüyoruz. İktidar Kürt meselesi vardırdan Kürt meselesi yoktura evrilen –Türkiye’deki siyasi konjonktüre göre- hukuk devletinden kanun devletine ve polis devletine evrilen bir süreç yaşıyor. Kürt meselesi de bundan ari bir süreç yaşamıyor. Biz ilk önce bu meselenin varlığını kabul ediyoruz ve meselenin varlığını kabul ettikten sonra çözüm önerilerimizi ortaya koyuyoruz. Halkın da bu anlamda bizden beklediği siyaseti de bu şekilde yürütüyoruz. Somut, yapılabilir, gerçekçi çözümlerle bunu çözmeye çalışıyoruz.”

‘DEVA’NIN PLAN PROGRAMLARI BÖLGEDE CİDDİ BİR KARŞILIK BULUYOR’

Kürt sorununun çözümünde Türkiye toplumunun genelinin rızasısın alınmasına duyulan ihtiyaca vurgu yapan Ülsen, konuşmasının devamında şunları söyledi: “En önemlisi de şunu unutmamak lazım; Kürt meselesi, Kürtlerin bir meselesi var ama bunun sadece Kürtlerle çözülebilecek bir mesele olmadığının da farkında ve kanaatindeyiz. Türkiye’deki bütün halkların, tüm toplumsal yapıların bu meselenin çözümüne katılımını sağlayacak bir yol haritası da çizmeye çalışıyoruz. Çünkü gelinen süreçte Türkiye’de demokratik zemin çökmüş durumda; hiç kimse düşünce, kanaat ve ifadelerini özgür bir şekilde dile getirmiyor. Bu yüzden yapılan çalışmalarda da Türkiye’nin fotoğrafını net bir şekilde çekemiyoruz. İnsanlar özgür değiller, gelecek kaygısı yaşıyorlar. Hem fikirlerini ortaya koyma hem de ekonomik kaygıları söz konusu. Bütün bunların çözümünün de seçim ve sonrasında gelecek olan özgürlük ortamı olduğunu düşünüyorum. Onun için DEVA’nın bu plan programları bölgede ciddi bir karşılık buluyor.”

‘BÖLGE ALİ BABACAN’IN DEVA PARTİSİNİN SÖYLEMELERİNİ ALMIŞ VE KABUL ETMİŞ DURUMDA’

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın bölgede net mesajlar verdiğini belirten Ülsen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Genel Başkanın en son bölgedeki 3 günlük programı Van’da nihayetlendi. Van’da da Kürt meselesine ve bölgeye dair çok net mesajlar verdi. Genel Başkanın 3 günlük Muş, Ağrı, Van programını takip etme fırsatını buldum. Gerçekten de bölgede Ali Babacan’a ve Deva Partisi’ne çok yoğun bir teveccüh var. Ve bu teveccühü bilerek, isteyerek partimizin Genel Başkanı Ali Babacan da buna yönelik mesajlarını verdi. Bu mesajların insanlarda ciddi bir karşılığının olduğunu ve insanların da heyecanlandığını görüyor ve hissediyorum. Hem teşkilatlarda hem sahaya indiğimizde bunları görüyoruz. Çünkü insanlar artık somut, net mesajlar istiyor. Genel Başkanımızın Van’da verdiği mesajlarda Kürt meselesinin tamamını ilgilendiren çerçeve mesajlar verdi. Ne mesajlar verdi: Kürtler meclise girebiliyor ama Kürtçe meclise giremiyor. Anadille ilgili mesajını vermiş oldu. Ceylanlar ve Uğurlarla ilgili, yani bölgede uygulanan fiziki şiddete ve bunların cezasızlıkla sonuçlanmasına dair mesajlar verdi. Aysel Tuğluk’un mevcut durumuna ilişkin olarak mesaj verdi. Van’da işkence gören, öldürülen ve sakat bırakılan mağdurlarla ilişkili mesajlar verdi. Bütün bunları üst üste koyduğumuzda Kürt meselesi nedire dair somut örneklerle bunun çözümüne dair net mesajlar verdi. Onun için bence bölge Ali Babacan’ın DEVA Partisinin söylemelerini almış ve kabul etmiş durumda. Bunun da karşılığını önümüzdeki dönemde alacağımızı düşünüyorum.”

‘TOPLUM NEDEN SUSUYOR, ÇÜNKÜ BİR GELECEK KAYGISI YAŞIYOR’

Rawest Araştırma’nın Diyarbakır, Van, Mardin ve Urfa illerinde 2018 seçimleri ile karşılaştırmalı olarak yaptığı saha araştırması sonuçlarında DEVA Partisinin oylarındaki belirgin yükselişe ilişkin olarak değerlendirmelerde bulunan Ülsen, şöyle konuştu: “Söz konusu araştırma önemli ve kıymetli bir araştırma. Ama ben Türkiye2de genel olarak yapılan anket çalışmalarının varolan bu dönemi çok sağlıklı bir şekilde yansıtmadığını düşünüyorum. Az önce de bahsettiğim gibi, özgürlüklerin çok ciddi şekilde kısıtlandığı, insanların bir tivit yüzünden tutuklandığı, gazetecilerin fikirlerini, görüşlerini ortaya koyduğu için cezaevlerinde olduğu, siyasetçilerin cezaevlerinde olduğu, baskı ortamının çok şedit bir şekilde görüldüğü dönemde insanlardan kendi düşüncelerini hür bir şekilde ifade ettiklerini kabul etmenin ben hayatın olağan akışına çok uygun olmadığını düşünüyorum. Bir de yapılan anketlerin biz sadece sonuçlarını görüyoruz. Yapılış şekillerini ve süreci kamuoyu çok fazla bilmiyor. Çok ilginç bir örnek vereyim: Türkiye’de yapılan kamuoyu araştırmalarında fikirlerine başvurulan insanların şöyle bir sınıflandırılması var. 18-19’uncu insan ankete cevap veriyor. Yani 19’uncu insan görüşme talebine olumlu yanıt verip, görüş bildiriyor. Toplum susuyor. Toplum neden susuyor, çünkü bir gelecek kaygısı yaşıyor. Toplum hürriyet kaygısı yaşıyor. Yani, ben bugün fikirlerimi ortaya koyarsam başıma bir şey gelebilir kaygısı yaşıyor. Benim başıma bir şey gelmese bile oğlum, kızım KPSS’ye girecek, mülakata girecek. Yani her hangi bir şekilde belirttiğim görüşümden kaynaklı oğlum, kızım herhangi bir engellemeyle karşılaşabilir. İşyerinde çalışıyorsa işinden olabilir. Bu tür kaygılardan dolayı insanlar kendi düşüncelerini, fikirlerini ortaya koyamıyorlar. Bir slogan var; ‘Basın özgür değilse toplum özgür değil’, bugün Türkiye’de basın özgürlüğünden bahsedebilir miyiz? Bahsedemeyiz. Bugün Türkiye’de legal siyasi parti liderleri cezaevinde ve fikirlerini, düşüncelerini ortaya koyamıyorlar doğru düzgün bir şekilde. Topluma rol model olacak insanların cezaevinde bulunduğu, düşüncelerini ifade ettikleri için insanların sabaha karşı apar topar gözaltına alındığı bir ortamda normal vatandaş niye kendi fikirlerini ortaya koysun, açıkça dile getirsin. Tabii ki böyle bir ortamda bu anket çalışmaları kıymetlidir, değerlidir ama ben sahada gördüklerimizle bu anket sonuçlarının çok birebir örtüştüğü kanaatinde değilim. Onun için DEVA Partisi olarak hem bölge hem Türkiye geneli için bir baraj problemimizin olmadığını düşünüyorum. DEVA Partisinin, önceki seçim sistemiyle de girilse, değiştirilen seçim sistemiyle de girilse çok net bir şekilde bir baraj probleminin olmadığını düşünüyorum ve daha da ilerisi ben bölgede DEVA Partisinin ikinci parti olduğunu düşünüyorum. HDP’den sonra bölgede ikinci parti olduğumuzu net bir şekilde söyleyebilirim. Bunun da seçim sonuçları ile ortaya çıkacağını toplum olarak hep beraber göreceğimizi düşünüyorum.”

‘SEÇİME YAKLAŞMADAN İNSANLAR KENDİ DÜŞÜNCELERİNİ ÖZGÜRCE DİLE GETİREMEYECEKLER’

Rawest Araştırma’nın anket sonuçlarına yansıyan yüzde 4,7 oy oranının DEVA Partisinin bölgedeki gerçek durumunu yansıtma noktasında yeterli olmadığını, sahadaki izlenimlerine göre oy oranlarının çok daha yüksek olduğunu ifade eden Ülsen, şunları söyledi: “Şöyle bir gerçeklik var seçim sathı mahalline girmeden, seçime yaklaşmadan insanlar kendi kanaatlerini ve düşüncelerini özgürce dile getiremeyecekler. Ne zamanki seçim dönemine girdik o zaman Deva Partisi’ne olan ilginin hem bu anket çalışmalarında hem de sahada herkesin bunu net bir gözle görebileceğini düşünüyorum. Çünkü planlarıyla ve takındığı siyasi tavırla tam da bölgenin istemiş olduğu siyaseti üretiyoruz. Bundan dolayı da seçim zamanıyla birlikte DEVA’nın oylarında daha ciddi bir yükselişi hep beraber göreceğiz.”

‘CUMHUR İTTİFAKI’NIN BÖLGEDE ESAMESİ OKUNMAYACAK’

AK Partinin bölgede eriyen oy oranlarını değerlendiren Ülsen, şu ifadeleri kullandı: “Cumhur İttifakı’nın artık bir hikayesi kalmadı. Hikaye bitti. Bu topluma verebilecekleri herhangi bir vaat de kalmadı. Bu dönemde sadece patinaj yapıyorlar. Yani Kürt meselesinden ekonomi meselesine, devlet yönetiminden kurumların işleyişine kadar bütün süreçlerde patinaj yapıyorlar. Patinaj yapan aracın da başına gelecek yegane şey geri geri gitmektir. Cumhur İttifakı bölgede ortaya koyamadığı siyasetle ve ortaya koyamadığı söylemlerle bölgede artık esamesinin okunacağını düşünmüyorum. Bugün belli oylarını muhafaza ediyor gibi görünebilir ama yüzde 11’den daha fazla kayıp yaşanacağını düşünüyorum. Yine seçim zamanıyla birlikte ciddi bir çözülmenin olacağını düşünüyorum. AK Parti artık bölgede karşılığı olmayan bir siyasi partidir. Önceki siyasi partilerde olduğu gibi, o siyasi parti çöplüğünde yerini bulacağını da çok net bir şekilde söyleyebilirim.”

‘BU SON ÇIRPINIŞLARI OLACAK’

Eylül ayı ile birlikte ülkenin seçim atmosferine girmiş olacağını ifade eden Ülsen, seçim sürecine ilişkin olarak da şunları söyledi: “Bu süreçte şunu da göreceğiz; iktidarın ciddi baskıları olacak. İktidar bölgeye dair mesajlar da vermeye çalışacak. İktidar, bu meselelerin çözümünde yine adresin kendisi olduğunu söyleyecek. Ama bu son çırpınışları olacak. Bundan sonra bu toplumdan herhangi bir karşılık bulabileceklerini sanmıyorum.”

‘İKTİDAR SEÇİMDE DEVRİLDİKTEN SONRA TÜRKİYE RAHATLAYACAK’

Ülsen seçim sonrası oluşacak yeni iktidar dönemine işaret ederek şöyle konuştu: “Seçimle beraber de ekonomi, hak ve özgürlükler meselesinde çok ciddi bir rahatlamanın geleceğini de düşünüyorum. Tabii toplumda da şöyle bir algı var; tüm alanlarda yapıyı o kadar çok bozdular ki bu düzelmez artık. Ama bu iktidar gittikten sonra toparlama 6 ay içinde gerçekleşecek. Türkiye ekonomi ile hak ve özgürlükler meselesinde rahatlayacak. Çünkü Türkiye’nin temel meselesi bu iktidarın varlığını halen sürdürüyor olmasıdır. Ekonomi meselesi de Kürt meselesi de bu iktidarın varlığına bağlıdır. Bu varlık ortadan kalktıktan sonra yani seçimde devrildikten sonra Türkiye bu rahatlama dönemini çok ciddi bir şekilde hissedecek.”

‘İKTİDAR VE ORTAKLARININ SAHAYA ÇIKACAK YÜZLERİ YOK’

Yarın seçim olacakmış gibi sahada etkin bir çalışma içinde olduklarını ifade eden Ülsen, “Biz yarın seçim olacakmış gibi çalışıyoruz. Yani yarında seçim olsa deva partisi ve kadroları seçime hazır, yine seçim zamanında da yapılsa DEVA’nın kadroları hazır. Biz her hafta saha çalışmaları yapıyoruz. Biz her an seçim olacakmış gibi çalışıyoruz ve sahadayız. Biz iktidar ve ortaklarını sahada görmüyoruz. Sahaya çıkmıyorlar ve sahaya çıkabilecekleri yüzleri de yok zaten. Biz zaten seçim havasındayız. Çalışmalarımıza da her gün devam ediyoruz” diye konuştu.

‘DİYARBAKIR’DA 15 BİN ÜYE VE GÖNÜLLÜ ÇALIŞAN SAYIMIZ VAR’

Ülsen, sandık güvenliğine ilişin olarak da her türlü önlemi alacak güçte olduklarını, her sandık için 2 kişi görevlendirecek tarzda hazırlıklarını tamamladıklarını ifade ederek, “Biz DEVA Partisi Diyarbakır İl Teşkilatı olarak 13 bini aşkın resmi üyemiz ve 2 bini aşkın gönüllü çalışanımız ile sandık güvenliğini sağlama konusunda yeterli insan kaynağına sahibiz. 15 bin kişilik üye ve gönüllü çalışan demek Diyarbakır için ciddi bir sayıdır ve biz bu güce bir buçuk yıl gibi kısa bir zamanda ulaştık. Yılların partilerinin 2-3 bin kişilik üye sayısı göz önüne alındığında 15 bin sayısı önemli bir başarıdır. Sandık güvenliği konusunda 6’lı masadaki diğer partilerle birlikte Diyarbakır ve bölgede ciddi bir hazırlık içindeyiz. Kimsenin sandık güvenliği ve atılan oylara sahip çıkılması noktasında en ufak bir kuşkusu olmasın” dedi.

Kaynak: Surajans