Denklik Mağduru Doktor: “Avrupa’nın 54 Ülkesinde Çalışabiliyoruz, Kendi Ülkemizde Neden Çalışamıyoruz?”
Türkiye genelinde sayıları 100 bine dayanan denklik mağduru mezunlardan Diyarbakırlı Kayhan Adlıel, 5 dil bilen işsiz bir doktor olarak, “Biz denklik mağdurları Avrupa’nın 54 ülkesinde çalışabiliyoruz, sadece kendi ülkemizde çalışamıyoruz” derken, fark dersi ve stajla denkleştirme taleplerinin karşılanarak, mağduriyetlerinin giderilmesini istiyor.
Yurt dışında eğitim gören ve yaklaşık sayıları yaklaşık 100 bini bulan mezunlardan Diyarbakır’da da binlerce denklik mağduru genç bulunuyor.
Sofya Tıp Fakültesi mezunu Kayhan Adlıel, “5 dil bilen işsiz bir doktorum” diyerek Türkiye’de denklik mağdurlarının karşı karşıya kaldıkları adaletsizliği özetliyor. Fark dersi ve stajla denkleştirme talep ettiklerini ifade eden Adlıel, “Lizbon Sözleşmesi gereği de Anayasal hakkımız olan denkliğimizin verilmesini istiyoruz. Bunun için de adına ne derseniz deyin; denklik mağdurları mı dersiniz, denklik affı mı dersiniz ne olursa olsun biz artık gelecek olan torba yasada sorunlarımızın çözüm bulmasını istiyoruz. Biz giderken affedilecek bir şey yapmadık, eğitim görmeye gittik. Ama isteniyorsa buna denklik affı denilsin, biz bu torba yasanın içinde olmak istiyoruz” diyor.
Seviye Tespit Sınavı mülakatlarında çifte standarda vurgu yapan denklik mağduru Abdurrahman Can ise “Türkçeyi bilmeyenler bu sınavdan geçiyor ama sınavı geçen bir Türk yok. Sınavı geçenler hep yabancı uyruklu. Afgan’ı var Suriyeli’si var… Tam olarak bu mülakatı nasıl geçiyorlar bilmiyoruz” sözleriyle mülakatlardaki keyfiyete tepki gösteriyor.
Yurt dışı Yüksek Öğretim Kurumlarında lisans ve lisansüstü eğitimi alan 100 bine yakın mezun, uluslararası üniversite tanıma sözleşmesine rağmen ülkeye döndüklerinde diplomalarına denklik verilmediği için mağdur ediliyor.
YÖK verilerine göre 2020 yılı itibariyle 65 bin, 2023 yılı itibarı ile ise sayıları yaklaşık 100.000’e dayanan diploma denklik sorunu yaşayan mezunlar ellerindeki diplomalara rağmen mesleklerini yapamadıkları için işsizler kervanında çile dolduruyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu Lizbon Sözleşmesine istinaden yurt dışındaki birçok ülkeye YÖK’ten alınan tanınırlık yazılarına istinaden okumaya giden öğrenciler; okullarını bitirip geri döndüklerinde, Yurtdışı Yükseköğretim Diploma Denkliği İçin Seviye Tespit Sınavı’na (STS) girmek zorunda bırakılıyor. Mülakatla yapılan sınav kriterlerindeki keyfiyete takılan öğrenciler söz konusu sınavda başarısız sayılırken, Yabancı Uyruklu olarak Türkiye’de bulunanlar ise her ne hikmetse yarım yamalak Türkçe ile bu sınavda başarılı sayılarak göreve başlatılıyor.
Diploma Denklik Mağdurları Derneği Başkanı Ahmet Özdemir, söz konusu mağduriyete ilişkin 2006 yılında Gürcistan Teknik Üniversitesi Bilgisayar Sistemleri ve Ağları Bölümünden mezun olan davacının başvurusunun Danıştay tarafından haklı bulunarak, denklik belgesi verilmesi istemiyle yapmış olduğu talebini reddeden YÖK’ün kararının hukuka aykırı olduğu ve denklik başvurusunda bulunan adayın, denklik belgesi verilmesi istemini Seviye Tespit Sınavında başarılı olma koşuluna bağlamasının hiçbir haklı gerekçeye dayanmadığını belirtiyor.
Özdemir, denklik mağdurlarına yaşatılan süreçlerin hukuksuzluğuna ve YÖK’ün mülakat sınavı ile uyguladığı çifte standarda tepki gösterdi.
Denklik mağdurları, Diyarbakır’da da binlerce mezunun olduğunu ve haklarının iadesi için beklediklerini ifade etti.
GİDERKEN ÜNİVERSİTELERİ TANIYAN YÖK, MEZUN OLAN ÖĞRENCİLERE DENKLİK VERMİYOR
Sofya Tıp Fakültesi mezunu Kayhan Adlıel, Yurtdışı Yükseköğretim Diploma Denkliği mağdurlarının yaşadığı sorunlara ilişkin şöyle konuştu: “Soranlara şöyle diyorum, 5 dil (Almanca, İngilizce, Bulgarca, Türkçe, Kürtçe) bilen işsiz bir doktorum. Çünkü YÖK’ün bize usulsüzlüğü ile dayatmak istediği denklik mağdurlarından sadece bir kişiyim. Bununla ilgili yaklaşık 100 bin arkadaşımız var. Bunların içinde hukukçu, mimar, mühendis ve benim gibi doktor olan arkadaşlarımız var. 2006 yılında Lizbon Sözleşmesine istinaden Anayasanın 90. Maddesine dayanarak eğitim görme hakkımız kapsamında gittiğimiz yurtdışına, arkadaşlarımızla beraber YÖK’e giderken dedik ki, siz gideceğimiz üniversiteyi tanıyor musunuz? YÖK de bize evet, gidebilirsin, tanıyoruz dedi. Lakin dönerken bize size denklik vermiyoruz dediler. Bu bizim gözümüzde usulsüzlüktür. Döndükten sonra bizi STS sınavı denilen ucube bir sınava tabi tutuyorlar. Ben doktor olduğum için TUS sınavına tabi tutuluyorum. TUS’a girdiğim zaman bana diyor ki, sen TUS’u kazanacaksın ama denklik alacaksın. Uzman olmayacaksın. Bu zaten usulsüzlüklerin başında geliyor. Ve şunu söylemek istiyorum; STS adı altında diğer sınavlara giren bütün arkadaşlarımız aynı usulsüzlükleri maalesef yaşıyorlar. 15 günlük oryantasyon eğitimi ile Suriyeli arkadaşlarımıza denklik verilirken, biz maalesef STS adı altında ucube sınavlara tabi tutuluyoruz.”
100 BİN MEZUN DENKLİK BEKLİYOR
Türkiye’de 100 bin denklik mağdurunun çözüm beklediğini ifade eden Adlıel, sözlerini şöyle sürdürdü: “100 bin tane ana evladı şuan üniversite mezunu lakin diplomaları çöp edilmiş şekilde boş boş geziyorlar. Bizler 10 gün önce arkadaşlarımızla toplanıp Meclise gittik. Gerek iktidar gerek muhalefet milletvekilleriyle görüştük, dertlerimizi paylaştık. Sağolsunlar dertlerimizle hasbihal olanlar oldu. Dertlerimizi dinlediler, bununla ilgili tivit atan vekillerimiz oldu. Bizim amacımız şu; biz X ya da Y herhangi bir siyasi partiye herhangi bir şekilde kızmıyoruz, gücenmiyoruz da. Ama bu haksız durum karşısında yanımızda olmalarını istiyoruz. Çünkü yaklaşık 100 bin ana evladı var. Bu kolay bir şey değil. Bu insanlar giderken, mallarını satıp gittiler. Arabalarını, evlerini satıp eğitime gittiler. Bunlar döndükleri zaman diplomaları bir çöp kutusundan ibaret oldu. Bu haksızlıktır, adaletsizliktir. Biz oradayken, birçok Avrupa şehrinde Euro bazında harcama yapıldığı için birçok kişi arabasını satmak zorunda kaldı, sırf evladını okuyabilmek için. Evini satanlar oldu ve hatta bazıları okulu bırakıp dönmek zorunda kaldı. Bu maddi külfetin altında kalanlar da oldu. Bizler de binbir zorlukla gidip yıllarımız verdik. Ben hazırlıkla beraber 7 yıl okudum. Ama döndüğümde maalesef aileme karşı söyleyecek hiçbir sözüm olmadı. Bu bizim için artık zülfü yâre dokunmuş bir sorun haline geldi. Buna artık itibar suikasti mi dersiniz ya da adını ne koyarsanız koyun bu artık geleceğimizi kapatan ve önünü göremediğimiz bir sorun haline geldi. Bizim buradaki amacımız hiçbir siyasi partiyi kötülemek ya da iyileştirmek değil. Biz 100 bin kişi olarak dertlerimizin, sorunlarımızın çözülmesini talep ediyoruz. Lizbon Sözleşmesi gereği de Anayasal hakkımız olan denkliğimizin verilmesini istiyoruz. Bunun için de adına ne derseniz deyin; denklik mağdurları mı dersiniz, denklik affı mı dersiniz ne olursa olsun biz artık gelecek olan torba yasada sorunlarımızın çözüm bulmasını istiyoruz. Biz giderken affedilecek bir şey yapmadık, eğitim görmeye gittik. Ama isteniyorsa buna denklik affı denilsin, biz bu torba yasanın içinde olmak istiyoruz. Bu haksızlık böyle giderilsin istiyoruz.”
Yurtdışında okuyan ve denklik mağduru olan Türkiyeli mezunlar için Meclise acil çözüm çağrısı yapan Adlıel, sözlerine öyle devam etti: “Biz yurtdışı mezunlarına Avrupa’nın 54 ülkesinde direkt denklik olduğu halde Türkiye Cumhuriyetinde, kendi ülkemizde çalışmak istiyoruz. Ben şuan 5 dil bilen bir mezun olarak Avrupa ülkelerinde çalışabiliyorum lakin kendi ülkemde çalışabilmek için ben bu gayreti gösteriyorum. Biz denklik mağdurları olarak Avrupa’nın 54 ülkesinde çalışabiliyoruz, sadece kendi ülkemizde çalışamıyoruz.”
MÜLAKATTA ÇİFTE STANDART
Uluslararası Harkov Üniversitesi Eczacılık mezunu Abdurrahman Can ise denklik mağdurlarının ülkelerinde gördükleri çifte standarda vurgu yaparak şunları söyledi: “Üniversitemizi bitirip Türkiye’ye geldikten sonra aynı sınıfta aynı üniversiteden aynı yıl mezun olan arkadaşlarımla bu sorunu yaşıyorum. Birimize denklik verilirken, diğerimize ders farkı gerekçesiyle ret veriliyor. Bunu YÖK’e defalarca bildirdik. Ama şuan öğrencilerin önüne bir bariyer kurulmuş ve Sayın Cumhurbaşkanımızın 3 kez verdiği talimata dahi uyulmadan devletin kanunlarına bariyer kurulmuş ve bizler de haklarımızı almak için uğraşıyoruz. Yurtdışından gelen Türklere nazaran şuan Türkiye’de bulunan Afgan olsun, Suriyeli olsun, Tacik olsun, Kazak olsun vs. birçok yabancı uyruklu var. Bu ülkede çalışabilmek için öncelikle T.C vatandaşı olmak lazım ve Türkçeyi çok iyi derecede bilmek lazım. Ben de o sınava giriyorum onlar da. Vatandaşlık aldıktan sonra hakları var onlar da sınava girebilirler. Bu konuda bir sıkıntı yok ama A1 seviyesinde dahi olmayan bir Türkçe ile STS sınavından nasıl geçiyorlar? Ben yurtdışına gittiğimde B1 seviyesinde dil (Almanca, İngilizce, Fransızca vs.) bilme şartı koşuyorlar. Ama bu ülkede A1 seviyesinde dahi olmayan yabancı uyruklu kişilerin Türkçe mülakat sınavından nasıl geçiyorlar? Sınav mülakatları kişiden kişiye değişiyor. Sınavdan geçen Türk sayısı bir elin 5 parmağını geçmezken hep yabancı uyruklular geçiyor. YÖK’e derdimizi anlatamıyoruz. Bize verdikleri yanıtta yurtdışından gelen savaş mağdurlarının haklarının olduğu belirtiliyor. Bu adamlar Türkçe bilmiyor, onlara nasıl doktorluk veriyorsunuz? Muhtarlıktan aldıkları bir belge ile Türkiye’ye geliyorlar ve sonrasında biz doktoruz diyorlar. Sonra gönderiyorlar bir hastaneye ve oryantasyon dersi vererek memlekete doktor olarak atıyorlar. Ya bu vatanın evlatları, 100 bin mağdur ne olacak?”
‘AMACIMIZ YÖK’ÜN YAPTIĞI BU USULSÜZLÜKLERİN ÖNÜNE GEÇMEK’
Diyarbakır’da da 5 ila 7 bin arasında denklik mağdurunun olduğunu ifade eden Can, “Benim şahsi olarak bildiğim ve aynı ülkeden mezun olan bin kişi tanıdığım var. Tıp, Eczacılık, Hukuk Fakültelerinden mezun tanıdığım bin kişi sayabilirim. Türkiye geneli 100 bin mağdurun olduğunu dile getirdik. Sayın Cumhurbaşkanımızın 3 defa talimatına rağmen YÖK onu da tanımamazlık yapıyor. YÖK bir bariyer kurmuş ve bunu kesinlikle kırmıyor. Devletin kanununu devletin hiçbir mercii bozamaz, engelleyemez. Bizim amacımız YÖK’ün yaptığı bu usulsüzlüklerin önüne geçmektir. Bunları dile getirip denklik hakkımızı almak istiyoruz. Biz illa ki direkt denklik verilmesini de istemiyoruz. Biz çözüm de sunduk. Meclisteki milletvekillerimize, Bakanlarımıza çözüm sunduk. Dernek Başkanımız da bu konuda bizden fazla koşturuyor. Biz sorunumuzun denkleştirme ile çözülmesini istiyoruz. Eksik ders varsa, staj farkı varsa bunları tamamlayarak denkleştirme yapmak istiyoruz.
‘SINAVI GEÇENLER HEP YABANCI UYRUKLU’
Sofya Medikal Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu Resul Yamis, 2018 yılından beri denklik mağduru olarak hak mücadelesini sürdürüyor. Yurtdışında okumanın maliyetini bilerek gittiğini belirten Yamis, şunları dile getirdi: “Gittiğimiz ülkenin farklı dilleri var. Ülke Bulgarca ama İngilizce eğitim görüyorduk. Bu zorluğu bilerek gittik. Tabii bunun için belli başlı eğitimler alıyorsunuz ve bunlara para veriyorsunuz. Başkentte olduğumuz için senelik 6 bin Euro para veriyorduk. Yeri geldi ailemizin bu parayı denkleştirmedikleri anlar oldu. Kredi çektiler, ellerinde bulunanları sattılar, kendilerinden ödün verdiler. Neticesinde bitirdik ve görev icra etmek için ülkemize döndük. Karşımıza ise STS sınavı çıkıyor. Bu sınavı YÖK’ün işimizi tamamen zorlaştırmak için çıkardığını düşünüyorum. Çözüm olarak YÖK’e binlerce yazı yazdık. Çözüm önerilerimizi sunduk. Fark ders varsa onları görelim, stajımızı kabul etmiyorsanız staj yapalım dedik. Ben şahsen mülakat sınavına da girmedik. Bunun sebebi ise mülakat sınavında olanları duymamdı. Türkçeyi bilmeyenler bu sınavdan geçiyor ama sınavı geçen bir Türk yok. Sınavı geçenler hep yabancı uyruklu. Afgan’ı var Suriyeli’si var… Tam olarak bu mülakatı nasıl geçiyorlar bilmiyoruz. Kesinlikle bir kayırma var.
‘FARK DERSİ VE STAJLA DENKLEŞTİRME TALEP EDİYORUZ’
Denklik Mağdurları Derneği Ahmet Özdemir ve Onursal Başkanları Vahdet Özkoç’a gösterdikleri çabalardan dolayı teşekkürlerini ifade eden Diyarbakırlı denklik mağdurları AK Partili Metin Külünk ve CHP, İYİ Partili milletvekillerine de gösterdikleri ilgiden duydukları memnuiyeti dile getirerek, “Direkt denklik bekleyen 100 bin kişi değiliz. Biz fark dersi ve stajla denkleştirme talep ediyoruz” diye belirtiyor. (Kaynak: Surajans)