DAM İLE İSTAC ARASINDA İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALADI
Diyarbakır’ın ilk arabuluculuk merkezi olan Diyarbakır Arabuluculuk ve Tahkim Merkezi yeni yerleşkesinde hizmet vermeye başladı.
Diyarbakır’ın ilk arabuluculuk merkezi olan Diyarbakır Arabuluculuk ve Tahkim Merkezi yeni yerleşkesinde hizmet vermeye başladı. Diyarbakır Arabuluculuk ve Tahkim Merkezi ile İstanbul Tahkim Merkezi ile iş birliği protokolü imzalandı.
Diyarbakır’ın ilk arabuluculuk merkezi yeni yerleşkesinde vatandaşlara hizmet vermeye başladı. Konu ile ilgili konuşan Diyarbakır Arabuluculuk ve Tahkim Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Av. Uzm. Arb. Gülben Elhakan, Diyarbakır Arabuluculuk ve Tahkim Merkezi olarak kentin ilk, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin sayılı merkezlerinden biri ve lokomotifi olması bakımından önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Elhakan, “Haziran ayı itibariyle çözüm ortağı ve muhataplarımıza daha konforlu hizmet verebilmek adına tüm fiziksel yapı ve tasarımın arabuluculuğa ve tahkime elverişli olarak dizayn edildiği yeni yapımıza geçtik. Yeni yerleşkemize geçmekle birlikte, uyuşmazlıkların daha hızlı çözülebilmesi için 12265 sayılı kanun ile Kurulu İstanbul Merkezi ile iş birliği, İstanbul Tahkim Merkezi ile işbirliği protokolü imzaladık. İstanbul Tahkim Merkezi, ‘Med-Arb Projesi’ ile ilgili ilk adımı Kasım 2019’da “STAC Arabuluculuk-Tahkim Kurallarını dünyada ilk kez oluşturup kurumsal web sitesinde yayınlayarak iş dünyası için çok önemli bira adım attı. Bu adımın en önemli kısmı arabuluculuk merkezleri ile iş birliği yapılması idi. 24 Haziran 2020 tarihinde İstanbul’da düzenlenen törende 130 arabuluculuk merkezi ile iş birliği protokolü imzaladı. İmza töreni ISTAC Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ziya Akıncı ve ISTAC Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Öztatar’ın katılımı ile gerçekleştirildi. İSTAC ile işbirliği protokolü imzalayan merkezlerden biri de Diyarbakır Arabuluculuk ve Tahkim Merkezi oldu. Atılan imzalarla, arabuluculuk kurumlarında anlaşma sağlanamayıp çözümsüz kalan 83 bini aşkın ticari uyuşmazlık dosyası tahkime yöneltilerek hızlı ve kolay çözüme kavuşabilecek. 2 ay içerisinde arabulucuda çözülmeyen ticari uyuşmazlıklar, 3 aylık seri tahkim yargılaması ile çözümlenebilir hale gelmiş olacak” dedi.
“YARGIDA MÜTHİŞ BİR YOĞUNLUK VAR”
Pandemi sürecinin ağır bir şekilde geçirildiğini hala bu süreç içerisinde olduklarını belirten Elhakan, “Malumunuz ağır bir pandemi süreci geçirdik, aslına bakarsanız hala bu sürecin içerisindeyiz. 11 Mart-15 Haziran tarihleri arasında Cumhurbaşkanlığı kararı ile neredeyse tüm yargılama faaliyetleri durdu. Hem ertelenen adalete erişi ihtiyacı hem de bizatihi pandeminin bir çok alanda neden olduğu hukuki uyuşmazlıklar ki nedir bunlar; işçi-işveren uyuşmazlıkları söz konusu, iş akdinin feshi, ücretsiz izin, ücretlerin ödenmemesi gibi kira uyuşmazlıkları hem konut hem de işyeri ve AVM kiralamaları ile ilgili özellikle uyarlama davaları ciddi bir yığılma söz konusu yine gerek borçlar hukuku, ticaret hukuku, tüketici hukuku alanlarında yapılan sözleşmelerin pandemi nedeniyle yerine getirilememesi söz konusu. Tüm bu uyuşmazlıklar normalleşme ile birlikte adliyelere taşındı. Bu durumda normal dönemde istinaf süreci ile birlikte dava türüne göre 3-5 yıl süren bir davanın bir miktar daha uzaması söz konusu olacak” diye konuştu.
“ÖNÜMÜZ ADLİ TATİL ANCAK ARABULUCULUK FAALİYETİ DEVAM EDECEK”
Adli tatilde arabuluculuk faaliyetlerinin devam edeceğini de sözlerine ekleyen Elhakan, “Tüm bu yoğunluğa ilaveten 20 Temmuz itibariyle adli tatil başlayacak bu durum nedeniyle normal ertelenme süresi olan 3-5 aya bir 40 günün daha eklenmesi anlamına geliyor. Oysa arabuluculuk faaliyeti pandemide devam ettiği gibi adli tatilde de devam edecek. Üstelik 1 günde bile çözüme kavuşturulan uyuşmazlıklar söz konusu iken yargıya giderek yıllarca sürecek bir yargılamaya muhatap olmak tercih edilen bir yöntem olmamalıdır” şeklinde konuştu.
“HİJYEN AÇISINDAN TÜM ÖNLEMLER ALINIYOR”
Hijyen açısından tüm önlemlerin alındığını belirten Elhakan, konuşmasına şöyle devam etti; “Maalesef pandemiden çıkmış değiliz, risk halihazırda halen devam ediyor. Adliyede Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan önlemler değerli ve önemli elbet ama insan yoğunluğunun olduğu yerlerde ki adliyeler bunların başında geliyor salgın önemli bir risk faktörü olmaya devam ediyor. Oysa merkezimiz geniş ve ferah toplantı odalarında randevu sistemi ile çalıştığından risk oluşturacak bir yoğunluk oluşturmamaktadır. Yine merkezimiz düzenli olarak dezenfekte edilmekte, sosyal mesafe önlemleri, maske ve kişisel hijyen kurallarına en üst düzeyde uyulmaktadır.”
“ARABULUCULUKTA SÜRECİ TARAFLARIN İRADESİ YÖNLENDİRİR”
Arabuluculuk sürecinin tarafların iradesiyle yönlendirildiğini de anlatan Elhakan, “Başlama, devam etme, anlaşıp anlaşmama konusunda tamamen tarafların inisiyatifinde yürüyen bir süreç olduğundan taraflar öngörmedikleri bir sonuç ile karşılaşmazlar, uyuşmazlıkta orta yok bulunarak iki tarafında kazanacağı bir sonuca varma durumu çok yüksektir. Oysa yargıda, yargılama makamının hükmü söz konusudur. Bu hükümde biri kazanırken biri kaybeder, ancak kimin kazanacağı hiçbir zaman yüzde yüz öngörülebilir değildir” dedi.
“DAVA YOLU MASRAFLIDIR”
Davaya gidilmesi durumunda masraf oluşacağını da aktaran Elhakan, “Dava açarken başvurma, karar, ıslah harçlarının yanında; keşif, bilirkişi, posta, delil tespiti, gider avansı gibi masrafları davanın niteliğine göre ödemek zorunda kalırsınız. Bu masraflar yine dava türüne göre bin 500 liradan başlar on binlerce lirayı bulabilir. Fakat uyuşmazlığı arabuluculukta çözmek isterseniz, hiçbir harç ödemeden sadece arabuluculuk ücreti ödenerek ya da vekil ile temsil yapılıyor ise davaya nazaran daha makul bir vekalet ücreti ile ödeyerek süreci sonlandırmak mümkündür. Hem arabuluculuk yolunun işleyişi hem de sonucu taraflar yönünden yüzde yüz oranında kesin ve öngörülebilir bulunmaktadır. Zaten tarafların öngörmediği bir gidişat söz konusu olduğunda her bir yanın anlaşma yapmama gibi bir hakkı bulunduğundan önlerinde öngörülemeyen bir tabloyla karşılaşmaları mümkün bulunmamaktadır” diye konuştu.
“ARABULUCULUKTA İLİŞKİLER DEVAM EDER”
Arabuluculukta manevi yönden huzursuzluk yaşanmayacağını da anlatan Elhakan, “Her iki tarafın kazanacağı ve el sıkışarak ayrıldıkları bir süreç olduğundan, ticari ve iş ilişkileri devam devam edecek, manevi yönden huzursuzluk yaşamayacaklardır. Oysa yargı yolunda tarafların yumrukları sıkılı ve yargılama sonunda bir kaybeden olacağından ilişkinin mevcudiyeti ve geleceği büyük ölçüde zarar görecek, çatışma ortamı oluşacak, gönül kırıklıkları yaşanacaktır. Taraflar artık birer birer hasım olacaklar, ilk fırsatta karşıdakine zarar vermek isteyeceklerdir. Dolayısı ile aslında arabuluculuk bir toplumsal uzlaşı ve barış projesidir. Tüm halkımızı hukuki sorunlarını yetkin arabulucular huzurunda, kaliteli, güvenli ve konforlu bir ortamda çözmek üzere Diyarbakır Arabuluculuk Merkezine bekliyoruz” şeklinde konuştu.