Bahçeli: ‘AYM Kapatılmalı Yada Yeniden Yapılandırılmalı”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi (AYM) ile Yargıtay arasındaki tartışmalara ilişkin, “Anayasa Mahkemesi Başkanı, zillet ittifakının yüksek yargıya yuvalanmış hastalıklı koludur. Bunu reddediyoruz, bu kişinin haddini ve hududunu çok açık şekilde aştığını düşünüyoruz. Anayasa Mahkemesi kapatılmalı ya da yeniden yapılandırılmalıdır” dedi.
MHP lideri Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri’ne hazırlık sürecini dolu dolu geçireceklerini, hiçbir şeyi şansa veya sürprize bırakmayacaklarını belirterek, “Küresel sömürü çarkında öğütülen, emperyalizme öğün olan, bu suretle iktidara değil; Türkiye’ye muhalefet eden partilere meydanın boş olmadığını hem öğreteceğiz hem de göstereceğiz. Ara sıra, keyfi yeterse, boş zamanlarında İstanbul’a uğrayan Büyükşehir Belediye Başkanı’nı evine göndereceğiz. CHP ve HEDEP yönetimindeki diğer büyükşehir ve il belediyelerini cumhurun iradesiyle birleştireceğiz. Zillet ittifakının ayak oyunları sona erecek. 31 Mart 2019 tarihinden bu yana maşeri vicdanda bir ızdırap halini alan kayıp yıllar, Allah’ın izniyle son bulacak. Merkezi yönetim ile yerel yönetimler tek ses, tek yürek olacak. Belediye kaynaklarını bölücülüğe, bölücülere, teröristlere ve parti içi çıkar kavgalarına sevk eden dalaverecilerden milletimiz mutlaka hesap soracak. Yerel yönetimler aracılığıyla, devletin kasasını, milletin kesesini gasbedip, Türkiye Cumhuriyeti’ne kafa tutan çürümüşler, demokratik bedeli en ağır şekilde ödeyecek” dedi.
‘AYM, HUKUK DÜZENİN SAFRASI VE SANCISIDIR’
Daha sonra AYM ile Yargıtay arasındaki tartışmalara değinen Bahçeli, “Anayasa Mahkemesi, adalet ve hukuk düzenin safrası ve sancısıdır. Bu kaçınılmaz gerçeği kabul etmeden son gelişmeleri kavramak mutlak butlanla batıldır. Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru incelemelerinde hukuk ve toplum düzenini tahrip edecek kararlar alması, yasa ve anayasa koyucunun iradesini yok sayması, hatta anayasa hükümlerini işlevsiz hale getirmesi vaka-ı adiyeden sayılamayacak bir sapma ve sürüklenme halidir. Bu mahkeme, Resmi Gazete’nin 27 Ekim 2023 tarihli sayısında, Türkiye İşçi Partisi’nden Hatay Milletvekili seçilen ve Gezi Parkı Davasında kesinleşmiş 18 yıllık cezası bulunan Şerafettin Can Atalay’la ilgili hak ihlali kararını açıklamıştır. 20 Temmuz 2023 tarihinde yapılan bu kapsamdaki bireysel başvurunun yaklaşık 3 ay gibi kısa sürede sonuçlandırılması, ister istemez aynı hassasiyet ve özenin HDP’nin kapatılma davasında da niçin gösterilmediğini akıllara getirmiştir. İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçundan 25 Nisan 2022 tarihinde sanık aleyhine hüküm tesis etmiştir. Bu karara yönelik istinaf başvurusu tahliye talebi ile birlikte Bölge Adliye Mahkemesi’nin 28 Aralık 2022 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Devamındaki gelişmeler, bugünkü tartışmaları tetiklemiştir. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi de 28 Eylül 2023 tarihli kararıyla mahkumiyet kararını onamıştır. Yargıya saygı mecburidir; bu kararın gereği TBMM’de derhal yapılmalı, konu kapatılmalıdır” diye konuştu.
‘MECLİS, AYM’NİN VESAYETİ ALTINDA DEĞİLDİR’
Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi’ni karşı karşıya getiren konunun Anayasa’nın 83’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında yer alan dokunulmazlığın iki istisnasından biri olduğunu işaret eden Bahçeli, “Bu istisna hükmüne göre; ‘seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasa’nın 14’üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır.’ Şu anayasal kuralı, herkesin idrakinde yarar vardır. Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında hiyerarşik bir ilişki yoktur, bu mahkeme süper temyiz merci sıfatına da sahip değildir. Bireysel başvuru kapsamında Anayasa Mahkemesi’nin görevi, bir temel hakkın ihlal edilip edilmediğini, eğer ihlal varsa bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesiyle sınırlıdır. Anayasa Mahkemesi’nin millet vicdanına, adalet ruhuna ve hukuki normlara müzahir ihlal kararları diğer mahkeme kararları için yeniden yargılama sebebidir. Daha vahimi, Anayasa Mahkemesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne karşı yetki alanını genişleterek yasama ihmali olarak değerlendirdiği konularda kanun yapılıncaya kadar ihlal kararı vereceğini ilan etmektedir. Halbuki bu mahkemenin yetkileri arasında yasal düzenleme eksikliğini denetlemek diye bir şey söz konusu değildir. Gazi Meclis, Anayasa Mahkemesi’nin vesayeti altında hiç değildir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, milletin üstünde ve önünde bir güç de olamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oturma eylemi yapan güruhun, Anayasa Mahkemesi’nin yasamayı etkisiz hale getirme girişimini görmezden gelip Yargıtay’a laf etmesi küstahlıktır, hadsizliktir, seviyesizliktir. Sokak çağrısı yapanlar, karanlığa hizmet eden izansızlar ve ilkesizlerdir. Oturanlara sesleniyorum; siz oturmaya devam edin, Türk milleti size Osmanlı şamarını vura vura 31 Mart’ta kaldırmasını bilecektir” dedi.