Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanlığı’na Yürüdü
Adalet Bakanlığına yürüyerek Hiranur Vakfı’nda ortaya çıkan cinsel istismara tepki gösteren Kemal Kılıçdaroğlu “Devletin haksızlığa tahammül etmemesini, gizlememesini, haksızlığın üzerine gitmesini istiyoruz. Adalet istiyoruz” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP yöneticileri ve milletvekilleriyle beraber Adalet Bakanlığı’na yürüdü.
Dün gece partisinin Meclis grubunu bu sabah için olağanüstü grup toplantısına çağıran Kılıçdaroğlu, 10 dakikalık toplantıdan sonra TBMM’nin Dikmen kapısından çıkarak yürüyüşe geçti.
Kılıçdaroğlu, Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, kızı H.K.G’yi altı yaşındayken tarikat üyesi Kadir İstekli’yle evlendirmesini ve çocuğun yıllarca cinsel istismara maruz bırakılmasını protesto etti. Olayın 2 yıldır bakanlık tarafından bilinmesine ancak işlem yapılmamasına tepki gösterdi.
Adalet Bakanlığının önüne geldikten sonra da burada bir açıklama yapan Kılıçdaroğlu “2 yıldır kimin arkasına saklandınız? Fotoğraf çektirdikleriniz mi size ‘bu olayı kapatın’ diye baskı kuruyor?” diye sordu.
Kılıçdaroğlu, “Adalet istiyoruz bu ülkede. Artık siyasal iktidarın, polisin, savcının elini kolunu bağlamasını istemiyoruz. Haksızlıkla ilgili tablo bizim tahammül edeceğimiz bir tablo değil. Ülkenin bu kadar derdi varken, siyasal iktidarın hala ve hala görevini yapmaması, devlet aygıtını çalıştırmaması tahammül edilecek bir durum değildir” dedi.
BAKANLIĞA: İKİ YILDIR NE YAPTINIZ?
Kılıçdaroğlu’nun konuşması şöyle: “Gerçekten çok öfkeliyim. Böyle bir haksızlığı, adaletsizliği kimsenin duymasını ve yaşamasını asla istemem. Altı yaşındaki bir çocuğa sistematik tecavüz edildiği bu ülkede. Günlerdir bekliyorum. Acaba bir ses verecek mi diye, siyasal iktidar. Konu parlamentoda dile getirildiğinde, Aile Bakanı açıklama yapıyor. İki yıldır, biz bu meseleyi biliyoruz diyor. İki gün değil, iki ay değil. ‘İki yıldır bu meseleyi biz biliyoruz’, diyor. İki yıldır ne yaptınız Allah aşkına? Yüzünüze, gözünüze dursun. Sistematik bir tecavüz var. İki yıldır bunu biliyorsunuz ve gıkınız bile çıkmıyor.
“Bereket versin gazeteciler var bu ülkede. Olayı haber yaptılar da bizler de duyduk. Adalet Bakanlığı’nın önündeyiz. Adaleti sağlayacak olan kurumun önündeyiz. Adalet Bakanlığı sessizliğini koruyor. Aile Bakanlığı’nın ne yaptığını zaten kimse bilmiyor. Bir de ‘fotoroman’ var. Polislerin elini kolunu bağlamış durumdalar.
“Polislerimiz bu olayları bilmiyorlar mı? Kim onların önüne engel olarak çıkıyor, görevlerini yapmasına engel oluyor. Savcılar hangi gerekçe ile bu dosyaları kapatıyorlar. Güçlerini kimden alıyorlar. Altı yaşındaki bir evladımızın, uğradığı bu haksızlık karşısında, kimler suskunluğunu koruyor, ısrarla koruyor?
“TAHAMMÜL EDİLECEK BİR DURUM DEĞİL”
“Buraya, bu evladımızın, bu kızımızın sesi olmak için geldim. Adalet istiyor bu kız. Bizler; hep birlikte bu haksızlığa karşı mücadele etmek zorundayız. Emin olun; bu haksızlığa dayanamıyorum. Hepimizin evlatları var ve biz devletin görev yapmasını istiyoruz. Devletin nefes almasını istiyoruz. Devletin haksızlığa karşı tahammül etmemesini, gizlememesini, haksızlığın üzerine gitmesini istiyoruz. Adalet istiyoruz, bu ülkede. Biz, adaletsizlik karşısında susanın, dilsiz şeytanlar olduğu bir ülke olmak istemiyoruz.
“Artık siyasal iktidarın polisin, savcının elini kolunu bağlamasını istemiyoruz. Haksızlık mücadelesi var. Haksızlık ile ilgili tablo bizim tahammül edebileceğimiz bir tablo var. Ülkenin bu kadar derdi varken, bu kadar büyük acılar yaşarken; siyasal iktidarın hala görevini yapmaması, devlet aygıtını çalıştırmaması tahammül edilecek bir durum değildir. Devletin kurumlarının çalışması lazım. Önündeki tek engel bu siyasi otoritedir.
“Açık ve net söylüyorum. Devleti yönetemiyorlar. Haksızlıkları sindirebiliyorlar. Ne demek? İki yıldır bu meseleyi biz biliyoruz, ne demek Allah Aşkına? İki yıldır kimin arkasına saklandınız. İki yıldır, kimlerle fotoğraf çektirdiniz? İki yıldır, fotoğraf çektirdikleriniz mi size, ‘bu olayı kapatın’ diye baskı kuruyorlar? Devlet, baskıların altında görev yapamaz. Devlet dediğiniz kuruma saygınlık kazandırmanız lazım. Adalet Bakanlığı’nın önüne gelme nedenim budur zaten. Adalet istiyoruz. Kızımız için de adalet istiyoruz. Evlatlarımız için de adalet istiyoruz.”
NE OLMUŞTU?
BirGün yazarı Timur Soykan, 3 Aralık’taki “Karanlık dünya bir çocuğu yuttu: Tarikat karanlığında henüz 6 yaşında…” başlıklı yazısında, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’yi 2002’de altı yaşındayken imam nikahıyla ‘evlendirdiğini’, kadının çocukluğu boyunca cinsel istismarda bulunduğunu yazdı. Yaşananlar, H.K.G.’nin şikayetiyle ortaya çıktı.
Soykan, 7 Aralık’ta BirGün’de yayımlanan “Utancın fotoğrafları” başlıklı yazısında da H.K.G.’nin çocuk yaşta gelinlik giydirildiği ve ‘nişan’ına ait dehşet verici fotoğrafları yayımladı.
Sosyal medyada tepki yağan olaya ilişkin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı açıklama yaptı ve davaya müdahil olduklarını bildirdi. (Bianet/ HA)