Çöplük Ve Ahırdan Topladığı Antika Eserlerden Etnografya Müzesi Kurdu
Şırnaklı vatandaş, çöplük ve ahırdan topladığı antika eserlerden Etnografya Müzesi kurdu.
Uludere ilçesinde kurulan müzede 30 yıl ile 300 yıl arasında bölgede kullanılan ürünler sergileniyor.
Memur emeklisi olan Seyda Goyan, 28 yıldır devam ettiği kültürel çalışmalarında 5 folklorik kitap yazdı, kamerası, fotoğraf makinesi ile belgesel çekimleri ve beraberinde Şırnak’ın Uludere ilçesinde Etnografya Müzesi oluşturdu.
Emeklilik dönemini adeta zamanının her dakikasını kültürel çalışmalar için büyük bir titizlikle geçiren Goyan, kendisinin eski ev aletleri ve aksesuarlarından oluşturduğu müzesine gözü gibi bakıyor. Babasından kalan toprak damlı taş duvarlı evi müzeye dönüştürmeye karar veren Seyda Goyan, 2 odalı evde 300 yıl önceye kadar gündelik hayatta kullanılan hamur teknesi, gece feneri, tencere, tas, tava, ibrik, çamurdan üretilmiş su saklama küpleri, çanak- çömlek, ahşap beşik, tırmık, at- eşek semeri, gramofon, elek, sepet, kapı, testi, tahıl ambarı, kalbur, sepet, kilim, kaşık, bıçak, kahve makinesi, radyo, televizyon, taş el değirmeni ve gaz lambası gibi yaklaşık bin eşya topladı.
1991 yılından bu yana arşiv ve dokümantasyona başladığını belirten Seyda Goyan, yok olma ile karşı karşıya kalan folklorik, kültürel aktiviteleri derlemeye başladığını belirtti.
“İNSANLAR BENİMLE ALAY EDİYORLARDI”
28 yıldır arşiv ve dokümantasyon yaptığını belirten Goyan, “5 tane notalı folklorik kitabım var. Bu etnografya çalışmam da içinde gördüğünüz eşyalar 30 yıldan önce ve ta ki 300 yıla kadar eşyalar var bu müzede. Bu eşyaların çoğunu sokaklardan, ahırlardan, atılmış çöplerden derledim. Birçoğunu da para ile aldım. Batman’da yaşıyorum ve aynı zamanda emekliyim. Ben kirada yaşadığım için bunları kıt imkânlarla derledim. Hiçbir yerden yardım almadan, eğer yardım almış olsaydım, bu yeri dört kadına kadar geliştirirdim. Tanıdığım insanlar bile benimle alay ediyorlardı. Batman’dan gelmişsin buralarda çöpçü olmuşsun, başka yapacak işin yok mu dediler. Çocuklar arkamdan gelip alay ederlerdi. Bunları yaşadıkça daha fazla işime sarıldım. Bu etnografya müzesi bayağı ilgi gördü, bine yakın parça var. Bunlar yok olma ile karşı karşıya olan parçalardır. Etnografı, daha önce nenelerimiz, dedelerimiz, atalarımızın bunlarla geçimini sağladıkları parçalardır. Türkiye’de birçok şehirde Etnografya müzesi yokken, böyle küçük bir yerde, Uludere gibi bir ilçede Etnografya müzesine sahip olması hem benim için gurur verici, sevindirici, hem de Uludere için büyük bir şanstır” dedi
“SOSYAL MEDYA İLE BÜYÜYEN BİR NESİLİZ, TARİHİ YERLERDEN GERİ KALIYORUZ”
Etnografya Müzesini gezen Rojin Kara da, “Etnografya müzesinin Uludere’de olduğunu bilmiyorduk. Bu etnografya müzesini çok beğendik. Kültürümüzü tanıma, atalarımızın geçmişte nasıl bir hayat yaşadıklarını görmek gerçekten bizim için faydalı oldu. Biz daha çok sosyal medya ile büyüyen bir nesil olduğumuz için, böyle tarihi yerlerden çok geri kalıyoruz. Böyle etkinliklerin düzenlenmesi bizim açımızdan çok faydalıdır” diye konuştu.