Yaşasın 1 Mayıs, Var Olsun Emekçiler
Yaşamımız tümüyle bir mücadeledir. İnsanoğlu tarihten beri farklı mücadelelerle yaşamın içinde var olmaya çalışmıştır. Günümüzde sınıfsal boyutu olan mücadeleler güç kaybetmiş, sınıf kimliği önemini yitirmiştir. Küresel kapitalizmin en sert halini aldığı bu dönemde “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü” çalışma yaşamına dair sorunların ve sınıf temelli yaşanan hak ihlallerinin gerçek anlamda düşünülerek değerlendirilmesi ve gerekli politikaların üretilmesi anlamında son derece önemlidir.
İşçi değil, insan!
Bir derenin iki ayrı bucağı gibi, insanların bir kısmı tepeye çıkar, bir kısmı aşağıda kalır. Yukarıdaki kısım aşağıdakileri çalıştırır. Aşağıdaki çalıştıkça yukarıdaki güçlenir. Tarihteki sahne bu şekildeyken günümüzdeki sahne oldukça değişiktir. Teknolojinin gelişimi insanların kişisel eğitimi ve farkındalığını olumlu yönde etkilemiş, tarihteki sömürgeci düzenin dayattığı zorbalıkları mümkün olduğunca kaldırmıştır. Fakat hala dünyanın bazı bölgelerinde ilkel dönem köleliği yerini modern bir boyuta taşımıştır. Günümüz çalışma hayatına dair o halde şu soruyu sormak gerekir; Uzay çağının yaşandığı dünyada biz hala “işçilerimize” insan gibi mi davranıyoruz yoksa köle gibi mi?
Dolayısıyla 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde önemle vurgulanması gereken konu da şudur;
Bize sunulan imkanlar dahilinde ne kadar insanca yaşayabiliyoruz?
Z Kuşağından Emekçi Olur mu?
Nasıl hızlı bir değişimin içinde olduğumuzu düşününce bazen karamsar oluyoruz bazen de umut dolu. Aile yapılarımız, toplumsal değerlerimiz, çalışma hayatımız, yöneticilerimiz, “patronlarımız”, yeme içme alışkanlarımız ve belki de en önemlisi kuşaklar arasındaki farklılıklar büyük bir hızla değişiyor. Duygularımız, davranışlarımız, tepkilerimiz, ihtiyaçlarımız, beklentilerimiz, amaçlarımız, çıkarlarımız, hayallerimiz hepsi değişiyor. Bu değişimleri en çok da “Z Kuşağı” denilen nesilde görüyoruz.
O halde şunu söylemek mümkün müdür? Teknoloji Z Kuşağını şekillendiriyor, Z Kuşağı da iş ve çalışma hayatını.
Başarılı değişim politikalarıyla yönetilen işletmeler, markalar;
-Esnek çalışma modelleri,
-Etkin iletişim becerileri,
-Liyakat anlayışı,
-Hak ihlallerine karşı duruşu,
-Adil ücret politikaları
-Etkin iletişim ve güven ortamı ile,
Z Kuşağının dinamik yapısından besleniyor ve başarılı oluyor. Yani Z kuşağından işine değer katan emekçiler de pekala oluyor.